Türk iseniz Hanya’yı hesaba katmadan Konya’ya sahip çıkamayacağınız kafanıza dank etmiştir. Sizin millî varlığınızın en önemli parçası Hanya’nın Konya’dan önce Darü’l İslâm’a duhul eylediği gerçeğidir. Bu parça o parçadır, bu gerçek o gerçektir ki onu bütünden ayrı tutmağa kalkışıp gerçekliğin merkezine yabancı sayarsan diğer bütün parçalar ufalanır, dağılır, kopar ve gerçekliğe dair şeylerin her biri elinde kimseye fayda sağlamayacak halde kalır. Hiç kimse umursadığını belli etmiyor, herkes ekmeğini bu belli etmeyişten çıkardığını zannediyorsa da Allah katında tarih Türk varlığını İslâm davasının aslî unsuru şekline getirdi. Müslüman olduğunu ifade edip de Türk varlığına bigâne kalmak beslenme yolunu İslâm’ı dava olmaktan çıkarma mesleğinden edindiğinin göstergesidir. İslâm dava olmaktan çıkmışsa kozların tamamı gayr-i Müslim siyaset odaklarının eline geçmiş demektir.
İsmet Özel, “Biz Türkler ve Muhasipsiz Muhasebe”, Hanyalı Konya, sayı 2, s. 20
Türk iseniz Hanya’yı hesaba katmadan Konya’ya sahip çıkamayacağınız kafanıza dank etmiştir. Sizin millî varlığınızın en önemli parçası Hanya’nın Konya’dan önce Darü’l İslâm’a duhul eylediği gerçeğidir.
“O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak
O benimdir, o benim milletimindir ancak”
Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl”, ne demek? Çehre neden çatık? Şeklen ve ruhen işgal altında bırakılmış bir İstanbul var.
Dünya tarihinde, insanlık tarihinde iki büyük kırılma var. Birisi Kur’an-ı Kerim’in nazil olması, diğeri bugün Türkiye toprakları dediğimiz yerin darü’l-İslâm hale gelmesi. Bunları bir anlamamız lâzım. Kur’an-ı Kerim’in nazil olmasının insanlık bakımından önemi nedir?
Zaten Siyasal İslâm’ın mayası sağlam değildi. Yani Siyasal İslâm ortaya çıktıktan sonra bir takım şuurlu Müslümanların bu hareketi sıhhate kavuşturmak üzere harekete geçmeleri gerekirdi.
Türk milletinin başından neler geçti, başına neler geçti? Geçen yedi yüzyılın her elli yılı hususi bir dikkati hak ediyor. Asırlarca kasıtla bulandırılmış suyu durultan, durultmakla kalmayıp içilebilir hale getiren İstiklâl Marşı’dır.
“Namaz İnsanı Kılar” başlıklı bir yazı yazdım. Maksadım zekâmın parlaklığını ispat etmek değildi. Yazdıklarımı beni kendilerinden bilerek okuyanlar bu ifadenin hangi düşüncelere tekabül ettiğini öğrenmiş oldu.