İstiklâl Marşı Derneği’nin mevcudiyetinin izahı şuradır: Biz diyoruz ki “İstiklâl Marşı metni 1921 yılında millî marş olarak kabul edildi. Aynı yılın müteakip aylarında Sakarya Meydan Muharebesi Türkler tarafından kazanıldı. İstiklâl Marşı’nın gayesinin sadece bu olduğu görüşüyle İstiklâl Marşı rafa kaldırıldı.” Yani Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra İstiklâl Marşı sanki bir vitrin malı gibi algılandı; ne dediğine hiç kimse kulak vermedi. Tam tersine İstiklâl Marşı’nın aleyhine bir yönetim tarzı uygulamaya kondu. Bunu da sekiz senedir söylüyoruz: “İstiklâl Marşı ‘Bu ezanlar ki şehâdetleri dînin temeli/ Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli’ diyor. Halbuki Türkiye’de ezan on sekiz sene yasaklanabildi. İstiklâl Marşı eğer rafa kaldırılmamış olsaydı bunu yapmaya kimsenin gücü yetmezdi. Ama yetti birilerinin gücü ve Türkiye çok partili seçim dönemine girdiği zaman ezanını geri alabildi.”
İstiklâl Marşı Ankara’da yazıldı; ama ilk defa Kastamonu’da Nasrullah Camii’nde okundu.
Türkiye’de yaşayan insanları tehdit etmek, şantaj uygulamak dünden daha kolay.
"İstiklâl Marşı Derneği üyeleri olarak yerimizi -Rasûlullah'ın emrine uyarak,
Türkiye diye bir ülke olduğunu kabul ettiğiniz zaman Büyük Yunanistan’ın bir parçası olmadığımızı, Ermenistan’ın bir parçası olmadığımızı, Kürdistan’ın bir parçası olmadığımızı, Gürcistan’ın bir parçası olmadığımızı söylemiş oluyoruz.
" 'Türkiye niçin vatan' sorusu bugün sorulmuyor; çünkü 1923 yılında Cumhuriyet'in ilanıyla elde ettiğimiz vatanımızın vatan
İstiklâl Marşı bir hadis-i şerifle başlar: “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak.”
"Bizim 'hak' konusunda kâfirlerin asla sarsamayacağı bir fikrimiz olmalı. 'Hak' hiçbir zaman dünyevî teçhizat değildir.