Bizim ilk yapacağımız şey başta kendimiz olmak üzere merkezden muhite gâvurun dişini kıracak bir gıda haline gelmek. Yani gâvur seni yemek istediği zaman dişi kırılacak ama sen mugaddi olacaksın. Anlaşıldı mı? Yani demir leblebi olmak hiçbir işe yaramaz. Çünkü demir leblebi demirdendir ve mugaddi değildir. Sen mugaddi olacaksın besleyici olacaksın fakat gâvur beslenmek için seni ısırdıysa dişi kırılacak. Bunun imkânsız olduğunu söyleyen insan vatan hainidir.
Türkiye’den bütün insanlığın hayrına bir hareket doğacağına inanmıyorsanız İstiklâl Marşı Derneğiyle irtibatınızı kesin.
Bu ülkede yaşayan insanların birbirlerine ait olduklarını kabul etmeleri lazım.
Bizim kendimize mahsus bir hayatımız olması ve dünyada yaşanacak yer olarak Türkiye'nin işaret edilmesine sebep olacak bir donanıma sahip olmamız bizim şuurlu bir şekilde iktisadî bir düzenlemeye başvurmamızla mümkün olacak.
"Sâlih olmakla güzel olmak aynı şeydir; bizim, estetikten başka bir derdimiz yok.
Size deniliyor ki, ne istiyorsunuz, geçinecek kadar para değil mi? Çoluğun çocuğun da sefil olmasın, işte bu kadar.
Türk Milleti, Lâle devrinden itibaren yüzünü batıya çevirdi.” İyi, güzel… Bunu kabul edelim. Peki, bu millet yüzünü batıya çevirmeden önce yüzü nereye bakıyordu?