Biz diyoruz ki Tanzimat sonrasında Türk Milleti’nin varlığına yönelmiş tehditler başlangıçta lisana dair tehditlerdir. Başlangıçta Türkçe Kur’an’dan doğma bir dil olduğu için dinimize hücum edemeyenler, dinimizi aşağılamaya gücü yetmeyenler dilimizle uğraştılar. O yüzden biz İstiklâl Marşı Derneği olarak yazımızı geri aldığımız takdirde bütün işlerin hayra dönen bir veçhe kazanacağını savunuyoruz. Çünkü Türkçe dediğimiz lisan bu yazıyla doğmuştur ve bu yazıyla yükselmiştir. Ama bize kötülük yapmak isteyenler, Türk Milleti’ni tarihten silmek isteyenler yazımızı elimizden almaktan daha büyük bir kötülük yapmak isteyenler musikimizi yok ettiler. Neden musikimizin yok edilmesi yazımızın elimizden alınmasından daha büyük bir tehlike? Çünkü musiki bir üst dildir. Biz lisan ile bir şey elde ederiz, bina ederiz. Fakat musiki lisanın da ulaşamayacağı bir iletişim gücüdür. Bizim bu bakımdan çok zengin ve sağlam bir yapımız vardı. Bu yapı da aslında hemencecik kâfirlere teslim olmadı. Türk musikisi gazinolarda, sazlarda dahi olsa 50’li yıllara kadar hayatını devam ettirdi. Ama daha sonra kapitalizm musikimizi yok etti.
İstiklâl Marşı, milli marş olarak kabul edildikten kısa bir zaman sonra, Sakarya Meydan Muharebesinin Türklerin zaferiyle sonuçlanmasının hemen ardından, rafa kaldırıldı.
"Takip edilmesi gereken çizgi, dünyada, dünya hayatının üstünlüğünü tebarüz ettiren şeyin
"İstiklâl Marşı'nı kendine talimat kabul eden insanlar kâfirlerin Müslümanlar için hazırladıkları tuzaktan beri olurlar.
"Millet hayatı için arkamızı birbirimize dayamamız lazım. Ama arkamızı dünyaya yaslamışsak,
Kim bugün Türkiye’nin mevcut sınırları aleyhine bir işin içindedir; o Allah’la savaşıyor demektir.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım demek, şu demektir: Hele vurmaya yeltenilen zincir bize gösterilsin; o vakit görelim Mevlâm n’eyler. Kaderime razıyım, yani esarete razı değilim.
İşler Türklerin Türkleri itaat ettirmesiyle yürümez. Ve zaten bu bir karakter olduğu için, bu bir tarihi rol olduğu için ‘eğik boyun’la bu rolün ortaya çıkmasına imkân yoktur.
"İstiklâl Marşı Derneği olarak herkesin unuttuğu, görmezden geldiği ve fakat hiç kimsenin reddedemeyeceği bir gerçeği hatırlatıyoruz