Türk Milleti, Lâle devrinden itibaren yüzünü batıya çevirdi.” İyi, güzel… Bunu kabul edelim. Peki, bu millet yüzünü batıya çevirmeden önce yüzü nereye bakıyordu? Yani, bir yere bakıyor muydu? Burada mühim bir yalan gizlemesi var. Çünkü eğer Türk Milleti yüzünü batıya çevirdiyse daha önce yüzünü hiçbir yere çevirmemişti. Kendisi yüz çevrilen bir yerdi, ya da bir topluluktu. Bunu saklamak üzere Türk Milletini yüzünü batıya çevirdiğini söylüyorlar. Peki, daha önce ne yapıyordu, nereye bakıyordu? Türk Milleti, hiç bir yere bakmıyordu, çünkü daha önce başkalarının yüzünü çevirdikleri bir milletti. Bunu anlamadıkça başka şeyleri anlamamız da bir engel olarak önümüze çıkar.
"Millet hayatı için arkamızı birbirimize dayamamız lazım. Ama arkamızı dünyaya yaslamışsak,
"İstiklâl Harbi öncesinde yağmalanması başarılamayan Türk toprakları, bugün bu tehlikeye maruz bırakılmış haldedir. Bunun da en parlak sloganı...
"Her şeyin nasıl bir yeri olduğunu anlamamız lazım. İslâm, başından beri bu topraklarda bir itikadî
"İstiklâl Marşı Derneği olarak herkesin unuttuğu, görmezden geldiği ve fakat hiç kimsenin reddedemeyeceği bir gerçeği hatırlatıyoruz
1921 yılında olduğu gibi Türklerin tarih sahnesinden silinme tehlikesi bugün de var.
"Sâlih olmakla güzel olmak aynı şeydir; bizim, estetikten başka bir derdimiz yok.
İnsanların basit birer alet olmadan yaşayabildikleri bir ekonomik yapı temin etmeleri mümkündür.