Diline Doladığıdır - 128

Biz 1839’da Müslüman olarak neyi kaybettiysek 1923’te onu geri aldık. O da: “bu topraklarda sözü geçen insan Müslüman’dan başkası değildir.” Biz bunu 1923’te Cumhuriyet’in ilanıyla geri aldık. Şimdi, hiç kimse düşünmedi bunu. Hicretle bunun bağlantısı ne idi? Biz Mekke ve Medine’yi kaybettik mi, kaybetmedik mi? Kimdik biz kaybetmiş olanlar?  Müslümanlardık. Öyle değil mi? Yani Mekke ve Medine’yi Araplar mı kazandı? O halde Cumhuriyet’in ilanı aslında İslâm ümmetinin ikinci hicretidir. İlk hicretimiz Asr-ı Saadette olmuştur ve Cumhuriyet’in ilanıyla beraber biz ikinci hicreti yaşadık. Yani bizi sadece Mekkesiz değil, Medinesiz de bıraktılar. Dolayısıyla, bütün cumhuriyet tarihi bizim, Müslümanların medeni hayatı olmak zorundaydı. Medeni hayatımız bizim 1923’te başlıyor olmalıydı. Ve bu yapılmayacak bir şey değildi. Ama bunu insanlara değil hatırlatmak -insanları dini uygulama bakımından öyle zor noktalara sürüklediler ki- insanlar böyle şeyleri düşünmek bir tarafa “yahu işte hiç olmazsa dua edebilelim” üstelik bu duanın namaz kılmak olduğunu da askıya alarak… Yani böyle bir duruma icbar edildi insanlar.

Diline Doladığıdır - 70

 "Bugün gelinen noktada Türkiye'de yaşayan insanların önünde iki yol var: Ya dünyanın kazançlı çıkması için

Diline Doladığıdır - 101

Biz hak edilmiş şeyi elinde bulunduran bir milletiz, neyi hak ettiğimizi bilmemiz lâzım.

Diline Doladığıdır - 189

Türkiye Türkleri yapmıştır, Türkler Türkiye’yi yapmıştır.

Diline Doladığıdır - 49

 "Dünyada dini ile milliyeti yekvücut, yekpare olan bir unsur vardır, onun adı da Türk'tür. Kendi bünyende din ve milliyet farkı gözetirsen

Diline Doladığıdır - 117

Vatan sahibi olmak, olmanın kendisi.

Diline Doladığıdır - 132

Millî pazar, belli bir coğrafî alanda insanların hayatlarını birbirlerine bağlı devam ettirmeleridir.

Diline Doladığıdır - 148

Kapitalizmin bir hasmı varsa bunun adı “Türk düzeni” olarak konabilir; sosyalizm veya komünizm olarak değil.