Millî pazar, belli bir coğrafî alanda insanların hayatlarını birbirlerine bağlı devam ettirmeleridir. Yani burada millî pazarın iktisadi bir manasının olması, bu işin en zayıf yönüdür. İnsanlar belli bir alanda başkaları olmadan yani kendinden saydığı insanlar olmadan, “Ben hayatımı devam ettiremem” diye düşünüyorlarsa orada bir millî pazar vardır.
Biz hak edilmiş şeyi elinde bulunduran bir milletiz, neyi hak ettiğimizi bilmemiz lâzım.
"Bizim vatanımız kâfirle çatışmanın ve ona galebe çalmanın temin ettiği bir yaşama alanıdır.
"Müslüman olmayan Türk olamaz; her Müslüman bir şekilde Türklükle irtibatlıdır.
Dünyayı kendi standartlarına icbar eden bir Avrupa Medeniyeti bahis konusudur ve İstiklâl Harbi bu standartları hiçe saymak için verilmiştir.
İstiklâl Marşı, İstiklâl Harbi’nden önce ve onun kazanılması için yazıldı; buna bir katkı ya da destek olmak üzere yazıldı. Yoksa işler bittikten sonra hikâye olsun diye değil.
"İstiklâl Harbi, ‘bize Tanzimat’ta yutturulan, gayri müslimlerle eşit olma dolmasını kusuyoruz,
Türkiye, Türklerin üstünlüğünün inkâr edilemeyeceği şartların alenen fark edildiği bir ülke haline gelmedikçe, içinde yaşanmaya değer bir ülke olamaz.