Türk toprakları nasıl bir zamanlar kapitalist hegemonyanın durduğu yer idiyse hâlâ Türk toprakları kendi karakterine sahip çıktığı takdirde Dünya Sistemi dediğimiz hem hegemonik hem de müstebid işleyişin geçersiz olduğu yer olacaktır. Bu olacak mıdır? Bunu tamamen böyle bir şeyi isteyen insanlar gerçekleştirebilir. Türkiye’de böyle bir şeyin istenildiğine dair hiç işaret yok. Ama biz eğer yazımızı geri alabilirsek bu her şeyimizi geri aldığımızın da ispatı olacak.
İstiklâl Marşı'nın bilinmesiyle Türkiye'nin bir mesafe kat edeceğini ya da yalnız mevcudiyetini muhafaza etmekle kalmayıp Türkiye dediğimiz ülkenin aynı zamanda dünyada itibar sahibi bir alan haline geleceğini söylüyoruz.
Kim bugün Türkiye’nin mevcut sınırları aleyhine bir işin içindedir; o Allah’la savaşıyor demektir.
Türklerin din gününde yüzüne bakılmayanlardan olmamaları onların yüzüne hilâlin gülmesi şartına bağlanmıştır.
Eğer bir Türk kızı, bir Türk kadını, bir Türk anası yoksa Türk milleti hiç yoktur.
"Takip edilmesi gereken çizgi, dünyada, dünya hayatının üstünlüğünü tebarüz ettiren şeyin
"1945 yılında Almanlar savaşı kaybettikleri zaman, Ernst Jünger’in tespit ettiği üzere
İstiklâl Marşı'ndan öğreniyoruz ki Türk Milleti'ne Allah'ın va'dettiği günler var.
Türk milleti birçok kavmi bünyesinde erittiyse, bunu herhangi bir kavme mahsus kültür içinde erimemiş olmasına borçludur.