İstiklâl Harbi’ne kurtuluş savaşı demek isteyenler şöyle bir ilave yapmak istiyorlar. Diyorlar ki, saltanattan, hilafetten kurtulduk. Ama bu İstiklâl Harbi’dir kurtuluş savaşı değildir. Bağımsızlık savaşı da değildir. Çünkü burası Yunanistan, Ermenistan, Gürcistan, Kürdistan, Irak, Suriye değil. Türkiye! Eğer bağımsızlık savaşı olsaydı ancak o ülkeler için bu ismi kullanmak mantıklı olurdu. Türkiye Türkiye’den bağımsızlığını almadı. Böyle bir saçmalık yok. Ama bu saçmalıkları bize, sanki saçmalık değilmiş, üstelik haysiyetli bir şeymiş gibi yutturuyorlar. Bunlara dikkat etmek üzere bu derneğin üyesiyiz.
"Türkiye'nin geleceğine dair tavrımız doğrudan itikadi tercihimizle alakalıdır.
Türk Milleti, Lâle devrinden itibaren yüzünü batıya çevirdi.” İyi, güzel… Bunu kabul edelim. Peki, bu millet yüzünü batıya çevirmeden önce yüzü nereye bakıyordu?
İstiklâl Marşı Ankara’da yazıldı; ama ilk defa Kastamonu’da Nasrullah Camii’nde okundu.
"İstiklâl Marşı Derneği üyeleri olarak yerimizi -Rasûlullah'ın emrine uyarak,
"Bizim burada, itikadî bakımdan başkalarının bir şekilde imreneceği insanlar olmamız zarureti var.
"Daha önce iki kez vatan olan Türkiye'nin üçüncü kez vatan olma ihtimali yoktur