İstiklâl Marşı en son ocağın sönmeden Türk Milleti'nin pilinin bitmeyeceğini söylüyor. Yani. Onun için biz o ocağın tütmesiyle uğraşmamız lâzım. Bu da fiilen Türkiye'de işleyen mekanizmanın şöyle veya böyle yeniden biçimlendirilmesiyle sağlanamaz. Türkiye'de mekanizmanın yenilenmesi gerekiyor. Yani Bu bizim panellerimizde olduğu gibi “iyiyse yepyenidir de” şeklinde olacak bir şey. Yani mekanizmanın yenilenmesi yeni bir mekanizma teminiyle değil, iyinin farkına varılmasıyla olabilecek bir şey.
1982 Anayasası’nda İstiklâl Marşı’nın zikredilmesinin bir tek açıklaması olabilir: İstiklâl Marşı’nda dile getirilen şeylerin mevcudiyetinin ortadan kalkması tehlikesi barizdir.
Bu ülkede yaşayan insanların birbirlerine ait olduklarını kabul etmeleri lazım.
"1945 yılında Almanlar savaşı kaybettikleri zaman, Ernst Jünger’in tespit ettiği üzere
Türkiye’de yaşayan insanlar Türk topraklarının akıbeti konusunda Türkiye dışında alınmış kararlara katılarak sadece kötü olabilirler.
Türkiye diye bir ülke olduğunu kabul ettiğiniz zaman Büyük Yunanistan’ın bir parçası olmadığımızı, Ermenistan’ın bir parçası olmadığımızı, Kürdistan’ın bir parçası olmadığımızı, Gürcistan’ın bir parçası olmadığımızı söylemiş oluyoruz.
Türk Milleti’nin önüne konan manialar Türk Milleti’nin mevcudiyetine işaret ediyor.