"Bugün insanların önünde iki seçenek var: Türk olmak ya da Amerikalı olmak. Modern dünya denilen şey, anti-Türk dünyadan başka bir şey değildir. Türk için Batılılaşma bâtıllaşmadır."
Türkiye’nin yaşama şartları bakımından özenilir bir yer haline gelmesi Mekke ve Medine’nin İslâm kültürüne geri dönmesinin başlangıcı olacaktı.
Kendi kurtuluşunu Türkiye dışında arayan bir insanın Türkiye’nin istiklâliyle ilgilendiğini söylemek çocukça bir şeydir.
"Dünyada dini ile milliyeti yekvücut, yekpare olan bir unsur vardır, onun adı da Türk'tür. Kendi bünyende din ve milliyet farkı gözetirsen
İstiklâl Marşı bir hadis-i şerifle başlar: “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak.”
"İstiklâl Marşı Derneği üyeleri olarak yerimizi -Rasûlullah'ın emrine uyarak,
"Nasıl Allah Rasûlü Muhammed (sav) son peygamber ise, Türkler de insanlığın son milletidir;
Türklerin din gününde yüzüne bakılmayanlardan olmamaları onların yüzüne hilâlin gülmesi şartına bağlanmıştır.
İstiklâl Marşı Türk milletinin geleceğinin karartılamayacağı konusunda hem bir vaat, hem bir teçhizat, hatta mühimmat olarak düşünülmüştür.