Türklük kazanılan bir şey olduğu için, Türklük bir karakter olduğu için, Türklük bir tarihi rol olduğu için bu rolü üstlenmiş olan ile yani bu rolü üstlenmiş olan birisi ile diğeri arasında bir altlık üstlük ilişkisi kurulamaz, çünkü her ikisi de aynı rolü oynamaktadır. Türk Türk’e boyun eğmez, eğmesine gerek yoktur. İşler Türklerin Türkleri itaat ettirmesiyle yürümez. Ve zaten bu bir karakter olduğu için, bu bir tarihi rol olduğu için ‘eğik boyun’la bu rolün ortaya çıkmasına imkân yoktur.
Bizim hem İstiklâl Marşı Derneği olarak, hem de Türk olarak insanlara göstermemiz gereken şey kulluktan yüksek bir mertebenin olmadığıdır.
Bize lazım olan şey Türkiye’nin hiçbir dünya gücü karşısında el öpen yalvaran bir pozisyonda olmadığının izharıdır.
"İstiklal Marşı Türk milletinin tarihten silinişi karşısında bir duruş ve bir ısrardır.
Kapitalizmin bir hasmı varsa bunun adı “Türk düzeni” olarak konabilir; sosyalizm veya komünizm olarak değil.
"İstiklal Marşı Derneği, ‘ben Türk değilim, ama bu topraklarda benim de hakkım var’ diyenlerin havalarını alması için kurulmuştur."
"Dünyada dini ile milliyeti yekvücut, yekpare olan bir unsur vardır, onun adı da Türk'tür. Kendi bünyende din ve milliyet farkı gözetirsen
biz eğer yazımızı geri alabilirsek bu her şeyimizi geri aldığımızın da ispatı olacak.