Eğer Osmanlı Devleti bir duraklama devri yaşadığında ve Osmanlı Devleti’nin çöküşü son derece yavaş ve son dakikaya kadar hasımlarını korkutan bir şey olarak, endişe içine salan bir şey olarak vuku bulmuşsa bunda doğrudan doğruya Türk kadınlarının sadece payı değil, etkisi var. Onlar hem cepheye gönderdikleri eşleri ve oğulları, hem de sosyal hayatın çekilip çevrilişinde helal-haram sınırını gözeten ve bu konuda kaideleri yerine oturtan kişiler olarak işi yürüttüler ve bundan Türk milleti kazandı.
Türkiye’de yaşayan insanlar Türk topraklarının akıbeti konusunda Türkiye dışında alınmış kararlara katılarak sadece kötü olabilirler.
Dünyayı kendi standartlarına icbar eden bir Avrupa Medeniyeti bahis konusudur ve İstiklâl Harbi bu standartları hiçe saymak için verilmiştir.
"Bizim burada, itikadî bakımdan başkalarının bir şekilde imreneceği insanlar olmamız zarureti var.
1982 Anayasası’nda İstiklâl Marşı’nın zikredilmesinin bir tek açıklaması olabilir: İstiklâl Marşı’nda dile getirilen şeylerin mevcudiyetinin ortadan kalkması tehlikesi barizdir.
Millet hayatının ne olduğunu umursamayan ve olmaması gereken, yani bir geleceği olmasını kendisi için kötü bulan insanların çok etkili olduğu bir toplumda yaşıyoruz.