Biz Mekke ve Medine’yi vatan tutmaktan aciz kalmış insanların, “Madem bunu yapamadık, hiç olmazsa canımızı kurtaralım.” endişesi ile vatanlaştırdığı bir alanı kendi alanımız kabul ettirdik. Onun için hemen Cumhuriyetin ilânı ile beraber Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nda, “Türkiye devletinin dini din-i İslâm’dır” hükmü yer aldı. Eğer bu işler böyle olmasaydı, bu ifade böyle zikredilmezdi. Netice itibari ile bizim bir vatanımız var, “Bu vatan bizim” diyebilmek için.
İstiklâl Marşı Derneği, İstiklâl Marşının kabulünü sağlayan meclis ile Lozan’ın kabulünü sağlayan meclisin aynı meclis olmadığını vurguluyor.
"Bizim nerede olduğumuz ne için olduğumuzla birebir irtibatlıdır. Dünyada iken aşağıda bir yerdeyiz.
İstiklâl Marşı, Türk milletinin tarih sahnesindeki mevcudiyeti hususunda ısrar edişinin belgesidir.
İstiklâl Marşı en son ocağın sönmeden Türk Milleti'nin pilinin bitmeyeceğini söylüyor.
Millet hayatının ne olduğunu umursamayan ve olmaması gereken, yani bir geleceği olmasını kendisi için kötü bulan insanların çok etkili olduğu bir toplumda yaşıyoruz.