İstiklâl Marşı birilerinin itirazına uğruyorsa o insanlar Türkiye’nin mevcudiyeti karşısında da itirazları olan insanlardır. Türkiye olmasın diyen insanlar ancak İstiklâl Marşı’na itiraz edebilirler.
Türkiye’de yaşayan insanlar Türk topraklarının akıbeti konusunda Türkiye dışında alınmış kararlara katılarak sadece kötü olabilirler.
"Ömrünü Türkiye'de tüketen insanlara vebayla kolera arasında tercih şartı getirdiler.
"86 yıllık devlet hayatımızı manasız geçirmiş bir toplumuz. Bunu manalandırmak isteyen az sayıdaki insan sürekli eza ve cefa içerisinde bırakıldı
Türk Milleti, Lâle devrinden itibaren yüzünü batıya çevirdi.” İyi, güzel… Bunu kabul edelim. Peki, bu millet yüzünü batıya çevirmeden önce yüzü nereye bakıyordu?
İstiklâl Harbi’ni, “Ben bu toprakları gâvura yedirmem.” diyen bir avuç insanla kazandık.
İstiklâl Marşı'ndan öğreniyoruz ki Türk Milleti'ne Allah'ın va'dettiği günler var.
İşler Türklerin Türkleri itaat ettirmesiyle yürümez. Ve zaten bu bir karakter olduğu için, bu bir tarihi rol olduğu için ‘eğik boyun’la bu rolün ortaya çıkmasına imkân yoktur.