İnsanlar servet edinmek için ve bir mevkii işgal etmek için kendi vasıflarına dayanmıyorlar, tam tersine kendilerine bunun lütfedilmesini bekliyorlar. Dolayısıyla o lütfedecek olanın gözüne girmek esas olduğu için Türkiye'de her şey kötüden betere gidiyor.
İnsanların basit birer alet olmadan yaşayabildikleri bir ekonomik yapı temin etmeleri mümkündür.
Türk Milleti, Lâle devrinden itibaren yüzünü batıya çevirdi.” İyi, güzel… Bunu kabul edelim. Peki, bu millet yüzünü batıya çevirmeden önce yüzü nereye bakıyordu?
"Bizim ütopyamız küfr ile uzlaşmadan yaşanabileceğinin mümkün olduğunun derinden ve kesinlikle bilinmesi ve nihayet Allah'ın vaadinin gerçekleşeceğine imandır.
Bizim dünyada iki sistemi olan müzikten birisi olan Türk müziği elimizden alındı.
"Biz Hz. Adem (as)'den beri gelen, esası Allah'a teslimiyet olan dine mensup olmakla kendimizi huzur içinde hissediyoruz.
biz eğer yazımızı geri alabilirsek bu her şeyimizi geri aldığımızın da ispatı olacak.
"Dünyada İslâm'ın bir istiklâl iddiasında bulunduğu yegâne ülke Türkiye'dir. Hiçbir ülkede İslâm'ın istiklâli uğruna idareye hâkim olmuş bir zümrenin mevcudiyeti bahis konusu değildir.