Türkler haçlı seferlerinin başarısızlığa uğraması sonunda Avrupalıların bütün hükümranlık iddialarını iflas ettirerek Avrupa’da mukim insanların yaşadıkları topraklara hapsedilmesini sağlayan bir düzen kurdular. Türkler hiçbir devletle savaşmadılar. Türkler Hıristiyanlıkla savaştılar. Batıya doğru ilerlerken karşılarındaki orduların hiçbiri hiçbir devlete bağlı bir ordu değildi. Hepsi Haçlı ordusuydu. Yani biz Niğibolu’yu da Mohaç’ı da Haçlı ordusunu mağlup ederek kazandık. Gerçi Mohaç’ta Macarlar ağırlıklıydı ama gene o bir Haçlı ordusuydu. Yani Türklerin dünya tarihinde kendilerine bir yer edinmeleri gayri Müslim güçleri etkisiz bırakmaları suretiyledir. Başka hiçbir suretle olmamıştır.
Bize lazım olan şey Türkiye’nin hiçbir dünya gücü karşısında el öpen yalvaran bir pozisyonda olmadığının izharıdır.
İstiklâl Marşı'ndan öğreniyoruz ki Türk Milleti'ne Allah'ın va'dettiği günler var.
" 'Türkiye niçin vatan' sorusu bugün sorulmuyor; çünkü 1923 yılında Cumhuriyet'in ilanıyla elde ettiğimiz vatanımızın vatan
"Bugün gelinen noktada anlaşılmıştır ki, Türkiye'de İslâmcılık doğrudan doğruya Amerika'nın başlattığı ve
1921 yılında olduğu gibi Türklerin tarih sahnesinden silinme tehlikesi bugün de var.
Türkiye’nin yaşama şartları bakımından özenilir bir yer haline gelmesi Mekke ve Medine’nin İslâm kültürüne geri dönmesinin başlangıcı olacaktı.