Türklük bir karakterdir. Türklük bir vasıftır. Türklük bir kavmin adı değildir. Yani kara derili bir Türk olur. Mavi gözlü ve sarışın bir Türk olur. Türklük asla babanın ananın dölüyle alakalı bir şey değildir. Türklük doğrudan doğruya senin kalbinle alakalı bir şeydir. Senin kalbin de Kâbe’dedir. Eğer Kâbe’ye teveccüh etmemişsen Türk olman imkânsızdır. Çünkü kalp Kâbe’dir. Çünkü orayı İbrahim oğluyla beraber İsmail’le beraber yaptı. Kalp Kâbe’dir. Kâbe’den başka kalp yoktur. Onun için bütün gavurlar kalpsizdir.
Kaç yüz yıl oldu ki, “Türk olsaydı Türkiye’ye bunu yapar mıydı?” sorusunu sorduran idarecilerimize alkış tutarak yaşıyoruz.
Türk diye adlandırılan insanlar tarih sahnesine çıktıkları zaman ilk işleri Kâbe’nin güvenliğini temin idi.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım demek, şu demektir: Hele vurmaya yeltenilen zincir bize gösterilsin; o vakit görelim Mevlâm n’eyler. Kaderime razıyım, yani esarete razı değilim.
Türk milleti birçok kavmi bünyesinde erittiyse, bunu herhangi bir kavme mahsus kültür içinde erimemiş olmasına borçludur.
İstiklâl Harbi’ni, “Ben bu toprakları gâvura yedirmem.” diyen bir avuç insanla kazandık.