"Türk milleti XIII. asırda doğmuştur ve bu doğumda ebeliği Yunus Emre yapmıştır. Biz ne Özbek, ne Tatar, ne Kırgız, ne Türkmen, ne de Azerî’yiz; biz Türk’üz! Nedir bizi bu irtifaa çıkaran? Türk isek, Türklüğümüzü gâvurlara göz açtırmayarak kazandık. Bizim dilimizde ‘serbest’ diye bir kelime var. Ne demek bu? ‘Başı bağlı’. Başı nereye bağlı? ‘Şeriata bağlı’. Bir insan ancak Müslüman olduğu takdirde serbest olabilir. Türklük budur."
Ne zaman sadakat gösterdin de bundan dolayı zarara uğradın? Bunu kendi hayatınızda, kendiniz söyleyin.
İstiklâl Marşı’nın yer almadığı anayasa her halükârda 17. asırda doğmuş olan ya da en büyük şahlanışını gerçekleştirmiş olan Avrupa Medeniyeti’nin kıytırık bir ilâvesi olmayı kendisi için iyi sayacaktır.
Kendi kurtuluşunu Türkiye dışında arayan bir insanın Türkiye’nin istiklâliyle ilgilendiğini söylemek çocukça bir şeydir.
"Türkiye'nin varlığı, dünyada İslâmiyet'in hâla bir siyasî organizasyon ve bir askeri güç olarak mevcut olduğunun gösterilişidir.
"Din gününü, hesap gününü hesaba katmadan da Müslümanlıkla iştigalimiz bahse konu edilebilir.