"Türkiye'de birileri, Türkiye'nin kendi gücünü kullanarak ayakta kalmasına ve kendi yolunda yürümesine yol açacak araçları yok ederek arzuladıkları duruma kavuşmuşlardır. Bu insanlar Türkiye için İslâm tezini de Türkiye için Sosyalizm tezini de bir daha ele alınamayacak hale getirdiler. Şimdi Türk'ün millî endişesini de bu hale getirmekle meşguller."
"Bugün geldiğimiz noktada, İstiklâl Harbi'nin mağlupları, İstiklâl Harbi'nin kazanılmış
Türk Milleti, Lâle devrinden itibaren yüzünü batıya çevirdi.” İyi, güzel… Bunu kabul edelim. Peki, bu millet yüzünü batıya çevirmeden önce yüzü nereye bakıyordu?
Türkiye’de yaşayan insanlar Türk topraklarının akıbeti konusunda Türkiye dışında alınmış kararlara katılarak sadece kötü olabilirler.
İnsanların basit birer alet olmadan yaşayabildikleri bir ekonomik yapı temin etmeleri mümkündür.
"İstiklâl Harbi, ‘bize Tanzimat’ta yutturulan, gayri müslimlerle eşit olma dolmasını kusuyoruz,
İstiklâl Marşı, Türkiye’de istiklâl elde edildikten sonra bu başarının kaymağını yiyenlerin beğenmediği bir metindir.
"Direniş ve atılımla neyi kastediyoruz? Direniş sahası 780 bin kilometrekarelik Türkiye topraklarıdır.
"1945 yılında Almanlar savaşı kaybettikleri zaman, Ernst Jünger’in tespit ettiği üzere