"Her şeyin nasıl bir yeri olduğunu anlamamız lazım. İslâm, başından beri bu topraklarda bir itikadî zenginlik olarak değil, bir güç, bir iktidar, bir imtiyaz, bir ayrıcalık, bir otorite olarak yaşadı. Her şeyi asli yerinde tanımamız lazım."
İstiklâl Harbi’ni, “Ben bu toprakları gâvura yedirmem.” diyen bir avuç insanla kazandık.
Kaç yüz yıl oldu ki, “Türk olsaydı Türkiye’ye bunu yapar mıydı?” sorusunu sorduran idarecilerimize alkış tutarak yaşıyoruz.
"İstiklâl Harbi, ‘bize Tanzimat’ta yutturulan, gayri müslimlerle eşit olma dolmasını kusuyoruz,
İstiklâl Marşı, ‘eğer Müslüman vasıflarına sadık kalırsa, Türk milleti tarihten silinmeyecek’ diyor.
Türkiye, Türklerin üstünlüğünün inkâr edilemeyeceği şartların alenen fark edildiği bir ülke haline gelmedikçe, içinde yaşanmaya değer bir ülke olamaz.