"Direniş ve atılımla neyi kastediyoruz? Direniş sahası 780 bin kilometrekarelik Türkiye topraklarıdır. Türkiye adına bir direniş Türkiye hesabına bir atılımın gerçekleşmesiyle mümkün olabilir. Atılımın esası itikadî haslet, millet hayatı ve o millete mahsus bir milli pazardır. Bunlardan vazgeçmek bir yana, bunlardan birinin tahrifine dahi razı olduğunuz zaman kim olduğunuzun, burasının neresi olduğunun ve kimler adına hizmet ettiğinizin hesabını veremezsiniz."
İstiklâl Marşı’nın yer almadığı anayasa her halükârda 17. asırda doğmuş olan ya da en büyük şahlanışını gerçekleştirmiş olan Avrupa Medeniyeti’nin kıytırık bir ilâvesi olmayı kendisi için iyi sayacaktır.
İstiklâl Marşı, milli marş olarak kabul edildikten kısa bir zaman sonra, Sakarya Meydan Muharebesinin Türklerin zaferiyle sonuçlanmasının hemen ardından, rafa kaldırıldı.
"Bizim ütopyamız küfr ile uzlaşmadan yaşanabileceğinin mümkün olduğunun derinden ve kesinlikle bilinmesi ve nihayet Allah'ın vaadinin gerçekleşeceğine imandır.
"Türkiye, kendini seçmiş isimsizlerin inşa ettikleri bir ülkedir. Bir ülke olarak Türkiye idame edecekse, kendini seçmiş isimsizlerin
"Ne AB'ye uyum sürecinde kanunları değiştirilen Türkiye'nin, Türkiye olarak kalmasına ne de Türkiye olarak kaldığı müddetçe bu ülkenin AB’ye girmesine...
"Dünyada İslâm'ın bir istiklâl iddiasında bulunduğu yegâne ülke Türkiye'dir. Hiçbir ülkede İslâm'ın istiklâli uğruna idareye hâkim olmuş bir zümrenin mevcudiyeti bahis konusu değildir.
"Bizim nerede olduğumuz ne için olduğumuzla birebir irtibatlıdır. Dünyada iken aşağıda bir yerdeyiz.