"Türkiye'de İstiklâl Harbi'nin intikamını almak isteyenler ve İstiklâl Harbi'nin kaymağını yiyenler; ya da hainler ve gafiller diye iki tip insandan bahsedebiliriz. 'Başka insanlar da yaşıyor bu ülkede' diyebilmek için İstiklâl Marşı Derneği'ni kurduk. Biz İstiklâl Harbi'nin kazancının ileri götürülemeyişinden şikâyet edenleriz."
İstiklâl Marşı’nın yer almadığı anayasa her halükârda 17. asırda doğmuş olan ya da en büyük şahlanışını gerçekleştirmiş olan Avrupa Medeniyeti’nin kıytırık bir ilâvesi olmayı kendisi için iyi sayacaktır.
"'Eğer bizi Avrupa Birliği'ne almazlarsa Kopenhag Kriterleri'ni Ankara Kriterleri yapar, yolumuza devam ederiz' demek, 'biz gâvurlaşmaktan asla caymayacağız...
"Türkiye'nin geleceğine dair tavrımız doğrudan itikadi tercihimizle alakalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ayakta durmasının tek sebebi hâlâ bizim Mekke ve Medine’yi Müslüman hâkimiyetine kavuşmasını sağlama ümidimizdir.
Millî pazar, belli bir coğrafî alanda insanların hayatlarını birbirlerine bağlı devam ettirmeleridir.
İlk işimiz şeytanlaşmaktan kurtulmak olmalıdır. İlk işimiz. Şeytanlaşmak nedir? Şeytanlaşmak kendini bir bok sanmaktır.