“ON BİR AYIN HİÇBİRİ”
"اون بر آیڭ هیچ بری"
میثاق ملی امساكیەلی رمضان هدیەسی
“ON BİR AYIN HİÇBİRİ” 
Misak-ı Milli İmsakiyeli Ramazan Hediyesi

On bir ayın hiçbirinde Ramazan’daki gibi kendi zamanımıza yakın bir hayat yaşamıyoruz. Kafirlerin ve münafıkların bütün hile ve desiselerine, oruç tutanları küçültmek maksadıyla tayin ettikleri gündeme rağmen Ramazan ayı kendi ölçülerimiz içinde bir hayata en yakın olduğumuz zamandır. Fakat bunun şuurunda değiliz. Çünkü önce takvimimiz ve saatimiz akabinde yazımız elimizden alındı.

Ramazan ayı hıristiyan takvimine göre hangi aya denk gelirse gelsin veya hangi mevsimde olursak olalım Ramazan ayındayızdır. Ramazan’da küfür aleminin bütün dünyaya dayattığı 24 saatlik günde yaşamayız. Müslümanın zamanını beş vakit okunan ezan belirler. Günümüz güneşin doğuşuyla değil fecr-i sadıkla başlar ve gece yarısı değil güneşin batışı ile biter. Ramazan’da imsaktan iftara, iftardan imsaka seyreden bir hayatımız vardır. Günümüz, gecemiz, bizim günümüz bizim gecemizdir.

NİÇİN İFTARİYE DEĞİL DE İMSAKİYE DİYORUZ?

İmsak kelimesi tutmak, bir şeyden el çekip zapt etmek manasına gelip oruca başladığımız vakti ifade için bu kelimeyi kullanırız. Peki Ramazan'da ekseriyetle iftara kaç saat kaldığını öğrenmek için baktığımız cetvele niçin iftariye değil de imsakiye diyoruz?

MİLADİ TAKVİM DEĞİL HIRİSTİYAN TAKVİMİ

Bugün biz bu takvime yanlış bir şekilde miladi takvim diyoruz. Eskiden “efrenci” yani frengi, firenklere ait manasında “efrenci takvim” derdik. Tıpkı efrenci hastalık dediğimiz gibi bize ait olmayan; bizden neşet etmemiş bir şeyi tanımlamak üzere “efrenci takvim” demişiz. 

DÜŞMANIN ZAMANIYLA GERDEĞE GİRMEK

Biz Müslümanlar; insanın kendisini bu dünyaya ait görmesinin alâmeti olan güneş esaslı Hıristiyan takvimini kullanma zilletinden kurtulup; ahiret yurdunu daha hayırlı bilenlerden olmak üzere kamerî Müslüman takvimimizi geri almalıyız. Bu mesele Latin harfleri yerine Türk harflerini geri almamız meselesiyle beraber bir teferruat değil, hayatımızdaki bütün meselelerin yuvalandığı yerdir.

RUMİ TAKVİM, TAKVİM-İ GARBİ, EFRENCİ TAKVİM

Bugünün tarihini biliyor musunuz? Hangi senedeyiz? Hangi aydayız? Bu suali, Hicrî takvime göre mi Rumi takvime göre mi Efrenci takvime göre mi cevaplayacağız? Vereceğimiz cevap kim olduğumuzu belli edecek.

“ON BİR AYIN HİÇBİRİ”

Kafirlerin ve münafıkların bütün hile ve desiselerine, oruç tutanları küçültmek maksadıyla tayin ettikleri gündeme rağmen Ramazan ayı kendi ölçülerimiz içinde bir hayata en yakın olduğumuz zamandır.

TARİH TAKVİMLE TARİH OLUR

Tarih takvimle tarih olur. Sadece biz Müslümanların tarihi değil; modern manada tüm insanlık tarihi Hicret’le başlamıştır. Tarih evvel emirde zamanın hangi esasa göre tayin edildiğine dair bilginin adıdır.