1989 senesinde birincisi neşredilen Cuma Mektupları kitaplarının ilk beş cildi gözden geçirilip tek bir ciltte toplandı. Yeni önsözlü ve yeni edisyonlu kitabın arka kapağında şu satırlar yazılı:
27 Mayıs 1960 sabahından başlayarak milletçe iki badireyi atlatma serencamı içindeyiz. Önce sınıf meselesinde, bilahare kimlik meselesinde Batı Medeniyeti eliyle azdırılmış pürüzleri birer engel olmaktan çıkarmamız gerekiyordu ve hâlâ gerekiyor. Millet hayatına kast etmiş bu badireleri halen atlatamamış olmamız Türk olmayanların kâr hanesine yazıldı. Türk olmak istiklâl bahsinde koyu mutaassıp, çok kıskanç, aşırı derecede tavizsiz olmayı gerektiriyor. Türk istiklalinin ne ile kaim olduğu bir yandan ölüm korkusu, öbür yandan dünya sevgisiyle sarılıp sarmalanmış, görünmez hale getirilmiştir. Türk istiklâlini görünür kılacaksak bunun altından ancak sınıf bilinci edinerek kalkabileceğiz. Sınıf bilinci edinmemiz de doğrudan doğruya millî hüviyeti kesp etmemizle imkân sahasına girecek.
Cuma Mektupları’nın her biri bir öncekinden daha okunaklı birer istiklâl reçetesiyse hep öyle kalmıştır. Ne terkibi için bir eczacının maharetine tevdi, ne de müşteki bir hastanın vücudu münasebetiyle tatbikatına tevessül edilmiştir. Nazariyat mı? Allah nazardan saklasın!
"Cuma Mektuplar I" TİYO Yayıncılıktan, dernek şubelerinden ve kitapçılardan temin edilebilmektedir.
Türk harfleri ile neşredilmiş dördüncü İsmet Özel kitabı Dil İle İkrar neşrolundu.
İstiklâl Marşı Derneği'nin Dördüncü Olağan Genel Kurulu 21 Mayıs Cumartesi günü Ankara'da yapıldı.
İnternet portalımızda altı senedir İstiklâl Marşı Arşivi bölümümüz var. Bu başlıkta İstiklal Marşı hakkında lehte-aleyhte ne yazıldıysa doğrudan mehazından iktibasla aynen ve bir yorumda bulunmadan neşrediyoruz.
Çelimli Çalım Mecmuamızın on birinci sayısı "ŞİMDİ İSLÂM'IN SIRASI MI?" manşeti ile çıktı.
Sloganımız iddia değil gerçek: Bundan ahsen takvim bulamayacaksınız.
17.07.2010 tarihinde yapılan Genel Kurulumuzun ardından yapılan ilk yönetim kurulu toplantısında, yönetim kurulu üyelerimizin görev taksimatı yapıldı.
İçinden geçirildiğimiz karantinalı günlerin kırkı çıktığına göre üzerine konuşabilir, gücümüz yettiğince adını koyabiliriz. Kâfirlerin cenneti, Mü’minlerin zindanı bu dünyada cereyan eden katakulli, düzenbazlık, dolandırıcılık ve yalanların aslını öğrenmek bunların...