Çelimli Çalım Mecmuamızın on ikinci sayısı "ANAMIZ, AVRADIMIZ, YARİMİZ; KADIN MI TÜRK KADINI MI?” manşeti ile çıktı.
"Türkler hep gerçekçi oldu ve imkânsızı istedi. Çareyi mümkün olan ne ise onun dâhilinde arayanların hepsi Türk düşmanıydı. Bu mantık bizi “işin oluruna bakalım” der demez Türklükten, yani İslâm dairesinden çıkılacağı noktasına götürüyor. Çünkü İslâm dairesi doğduysa eyyamcılığı terk ile şirk sahasının dışına çıkanların tavırlarından doğdu. Niçin Mekke’den Medine’ye hicret ettik? Ve hicretimizin akabinde niçin Mekke’yi fetih hazırlıklarına vakit geçirmeden giriştik? Zamana ayak uydurma tekliflerine yüz vermediğimiz, o günün şartlarını hesaba katmadığımız, işin oluruna bakmadığımız ve emri Allah’tan gayrısından almağı reddettiğimiz için. İslâm dairesinde kalmak Türkiye’yi Türkiye yapan ne kaldıysa hepsini muhafaza ve müdafaa etmeksizin, Türkiye’yi Türkiye yapan ne idiyse onun idamesi uğruna muharebeye hazır bir asker hüviyeti kazanmaksızın mümkün değildir. "
"İSTİKLÂL YÜRÜYÜŞÜ” serlevhalı konuşmalarının tümü derlenip “BİR AKŞAM GEZİNTİSİ DEĞİL, BİR İSTİKLÂL YÜRÜYÜŞÜ” adıyla neşredildi.
İstiklâl Takviminin 1441 senesine ait yeni nüshası neşrolundu.
Çelimli Çalım Mecmuamızın on sekizinci sayısı “BİZ VAV’LI TÜRK DEĞİLİZ” manşeti ile çıktı.
Süleyman Çelebi’nin telif ettiği Mevlid’in Tevhid Bahrinde “Ey azizler, işte başlarız söze, Bir vasıyyet kılarız illâ size” beyti vardır. Müellif cemaate “azizler” diyerek hitap etmiştir.