Nuran Özlük - Türk Basınında Mehmet Akif Ersoy Polemikleri

(...)

Eski hatıralarını deşiyorum. Millî Mücadele'nin ilk günlerinde Ankara İstasyonu'nda karşılaşışımızı hatırlatıyorum.

– Evet, diyor, İstanbul'dan, mücahede aleyhine fetva çıktığı gün ayrılmıştım. Üsküdar'dan araba ile şimdi ismini hatırlayamadığım bir köye gittik, orada Cuma'yı tuttuk. O zaman Adapazarı'nda karışıklıklar vardı, kenarından geçtik; kâh öküz arabaları ile kâh beygirlerle Lefke'ye geldik ve trenle Ankara'ya ulaştık. Ya Rabbi ne heyecanlı, helecanlı gunler geçirmiştik. Hele Bursa'nın düştüğü gün... Ya Sakarya günleri.. Fakat bir gün bile ümidimizi kaybetmedik, asla yeise düşmedik. Zaten başka türlü çalışılabilir miydi? Ne topumuz vardı ne tüfeğimiz, fakat imanımız büyüktü.

Yorgun susuyor...

İstiklal Marşı'nı nasıl yazdınız?

Yavaşça yatağından doğruluyor, yastıklara yaslanıyor, sesi birden canlanıyor:

– Doğacaktır, sana va’dettiği günler Hakk'ın.

Bu ümitle, imanla yazılır. O zamanı düşünün… İmanım olmasaydı yazabilir miydim? Zaten ben, başka türlü düşünüp başka türlü yazanlardan değilim. Bu, elimden gelmez. içimde ne varsa bütün duygularım yazılarımdadır. Şu var ki İstiklal Marşı’nın şiir olmak üzere bir kıymeti yoktur, ancak tarihî bir değeri vardır.

 

(...)

Nuran Özlük, Türk Basınında Mehmet Akif Ersoy Polemikleri,

Paradoks Yayınları, 2011, s. 29.

M. Zeki Cevahircioğlu, Bahaeddin Cebeci - Mehmed Âkif Armağanı

1913 de memuriyetten istifa ettikten sonra Âkif’in mücahedesini hızlandıran gezi olanakları ve 1914 dünya savaşı onun için verimli kaynaklar oldu.

Nazım Hikmet: "Bizim İstiklâl Marşında aksayan bir taraf var"

Saat beşe on var.
 
Kırk dakika sonra şafak
    sökecek.

Şerefsiz derler

Dünkü muhterem gazetenizde “Bu ne hürmetsizlik” başlığı altındaki yazınızı çok büyük bir tessürle okudum.

MEDENİYET DENİLEN TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR!

Ebedi şair Mehmed Akif’e behemehal gerilik isnad eylemek istiyen muarızları...

MARŞ…

Enternasyonal marşının tarihçesini bilmiyordum. Başyazarımız Nadir Nadi anlattı:

Bir kahraman emekliye ayrıldı

Bu kahraman 1903 eylülünün 25 inci günü doğmuştu. 1947 eylülünde emekliye ayrıldığına göre, henüz 44 yaşındadır. 44 senelik hayat, emekliye ayrılacak bir yaş değildir ama, o çok yorulmuş ve yıpranmıştı. Çünkü bütün ömrü savaşmakla geçmişti. Balkan harbinde, Karadenizde...

İstiklâl Marşı'nın ilk mısraındaki müjde, orada dövüşen kahramanlar için değil...

Mısır’a gidişini ne mânâsız şeylere verdiler. Şapkadan ürktüğünü söylediler...