Mehmet Emin Bey Bahsi
(...)
Nuri Bey merhum hikaye ederdi:
Paris'te bir gece âşinalarından bazı zevat ile madamları hazır olduğu halde milli marşlardan bahsolunarak Fransızlar, Türklerin milli marşları olup olmadığını sormalarile Mehmed Bey, derhal arkadaşlarına Tekbir edilmesini ihtar ettikten sonra "Arzu ederseniz milli marşımızı terennüm edelim." demiş. Fransızlar, memnuniyetle dinliyeceklerini söylemişler. Mehmed Bey ve rüfekası, bülend avazla ve kemali mehabbetle Tekbir etmişler. Samiin, müteessir olarak takdiratta bulunmuşlar.
Yalnız şu vak'a, Mehmed Beyin fart-ı zekasına hüccet addolunmağa layıktır.
(...)
İbnülemin Mahmud Kemal İnal, Son Asır Türk Şairleri-II. Cilt, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul-1969, s. 950
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 29 temmuz 1922 tarihli oturumunda, Erzurum Milletvekili Salih Efendi’nin Kurban Bayramını tebrik etmek üzere Batı Cephesi’ne
Bence İstiklal Marşı, Mehmed Âkif nezdinde neticede bir şiirdir. Onun modern bir ayine dönmesini ve dönüştürülmesini arzular mıydı?
Bunun üzerine annem kardeşlerimle birlikte Kastamonudan Ankaraya geldiler. Artık Ankarada ailece yerleşmiş idik. Mehmet Âkif bu sıralarda İstiklâl marşını yaratmış, bu muvaffakiyeti 500 lira
İsmet Paşanın mektubu bana bir istiklâl marşı yapmak ilhamını verdi. Ve şunu yazdım ve besteledim
İstiklal Marşı Yarışması’na para ödülü olduğu için katılmak istemeyen Mehmed Âkif, araya giren dostlarının ısrarlı ricaları ve ödülü almamak şartıyla yarışmaya katılmaya karar verdi. D
Eylül 1920 günü, ortalık ağarırken ilerleyen süvarilerimiz, yükselen güneşin tatlı ışığı altında İzmir’i bir tablo gibi gördüler. 2. Süvari Tümeni, Alsancak ve
Nitekim üstâd (Boğaz harbi) ni, (İstiklâl marşı) nı yazdıktan, o mütehassir ve mustarib yıllarının pinti ve insafsız günlerinde yarattığı