İstiklal Marşı okunduğunda, millet'e değil ümmet'e inandıklarını söyleyen MSP'liler...

 (...)

MSP'nin yeni girişimleri ise kuşku ve kaygı uyandırmıştı. Londra'da düzenlenen Avrupa İslam Konseyi Toplantısı'na katılan MSP lideri Necmettin Erbakan, partisinin pek yakında tek başına hükümet kuracağından söz etmişti. Ama başkentteki 30 Ağustos törenlerine katılmamıştı. 6 Eylül 1980 günü de MSP örgütü Konya'da İsrail'in işgal etmiş olduğu Kudüs'ü Kurtarma Günü adıyla bir miting düzenlemişti. On binlerce kişinin katıldığı ve üzerinde ayetler yazılı yeşil bayraklarla Arapça yazılı pankartların açıldığı miting, tam anlamıyla şeriat düzenini isteyen bir gösteriye dönüştürülmüştü. Tekbir getirenler olmuş, "Şeriat gelecek, vahşet bitecek; Tek Halife-Tek Devlet-Tek Millet; Ezan sesi isteriz!" biçiminde sloganlar atılmıştı. MSP'nin gençlik örgütü sayılan Akıncılar da üzerlerinde gerilla giysileri ve ellerinde sahte tüfeklerle mitingde gövde gösterisi yapmışlardı. Asıl önemlisi İstiklal Marşı okunduğunda, millet'e değil ümmet'e inandıklarını söyleyen MSP'liler ayağa kalkmamışlardı. 

(...)

Şerafettin Turan, Türk Devrim Tarihi-5. Kitap-Çağdaşlık Yolunda Yeni Türkiye, Bilgi Yayınevi, Nisan-1992, s.404 

Bizim maatteessüf daha istikrâr etmiş bir millî marşımız yoktur.

Âkif beyin güftesi fena mıdır? Bu güftenin uzunluğunun mahzuru var mıdır? Suallerine ben “her şeyden evvel beste lazımdır. İnsana asıl tesir eden kelimeler değil bestedir. Zirâ mûsikîyi insan her damarında, her sinirinde ayrı ayrı hisseder. Güfteden mütehassıs olan yalnız dimağdır” diyeceğim. Yoksa Âkif beyin güftesi pek kuvvetlidir.

O zaman daha iyisi yazlamamıştı, şimdi hiç yazılamaz

Yeni bir İstiklâl Marşı yazılamaz. Bunun yazılması için, yeni bir İstiklâl Savaşı şartlarına ihtiyaç vardır.

Osman Nuri Ekiz - Mehmet Akif Ersoy; "Akif'in milliyetçilik hisleri"

Akif’in milliyetçilik hislerinin coşkun bir ırmak halinde çağladığı şiirlerinde en başta İstiklâl Marşı’nı saymak gerekir. Onun milletimiz hakkında sahip olduğu fikirlerinin ve...

MİLLÎ HAŞYET

Gece yarısıydı. (Haber)in sahibi ve ben, otomobille gazeteye doğru geliyorduk. Yolumuz Sirkeci taraflarında dar bir sokağa saptı. Kimi kârgir, kimi ahşab, kümes gibi bücür iki sıra ev arasında, Arnavut kaldırımlı dar bir sokak. Pencereler, katran dolu küplerin açık ağızlarile, içerdeki karanlığı çerçeveliyordu. Sokakta, şeffaf uyku hayaletlerinden başka ne in, ne cin...

Fehmi Cumalıoğlu - Mehmed Âkif'in Hayatı ve İstiklâl Marşı; "İstiklâl Marşı (...) oy birliğiyle kabul edildi."

Umutların bulutlandığı o kara günlerde hırslar, kırgınlıklar hep unutulmuş, herkes şahsi emellerini bir kenara atmış, bütün fikirler ve gönüller bir noktada toplanmıştı.

İstiklâl marşını bilmemek..

Bizde münevver bile İstiklâl marşını bilmiyor.