Kim kime neyi yutturuyor? Talat Aydemir’in “darbe teşebbüsleri” ile 15 Temmuz’u kıyas etmeğe yanaşanın bulunmayışı nedendir? Selefistler cihadist konuma mı geçti, yoksa ılımlısı, muhafazakârı, yandaşı, yalakası derken İslâmcılar ve/veya ekmeğini İslâmcılığın güdümü numarasından çıkaran sefiller fena halde ishal mi oldu? Kim olursanız olun (Cafer yerine konulsanız da, konulmasanız da) yukarıdaki suallere vereceğiniz cevap sizi hikâyelerden birinin bir yerine yerleştirecek. Siz ahmaklığınızı idrak edip şimdiye kadar doğrudan doğruya aslî hikâyeyle, o hikâyedeki vahim yerinizle ilgilenmediğinizi; bunun yerine kabul gören hikâyenin iyi veya kötü söylenip anlatılmasına dikkatinizi çevirdiğinizi, merakınızı çeken hususun her zaman geçerli hikâyenin doğru veya yanlış dinlenilip işitildiği olduğunu itiraf edebilirsiniz. Öyleyse siz ümitsiz bir vakıa değilsiniz. Öyle değilse suali cevaplandırmak işinize gelmediğinden sükût edebilir, renk vermemeği deneyebilirsiniz. Böyle bir tutumu benimsemeniz ne hikâyeyi ne de hikâyedeki yerinizi umursadığınız anlamına gelir. Kur’an-ı Kerîm’in Allah kelâmı olduğuna akıl erdiremediğinizden, daha doğrusu akıl erdirmekten korktuğunuzdan ötürü hinlik peşindesiniz. Bir kişi hinoğluhin değilse mutlaka içinde bulunduğu hikâyeyi arayacaktır. Beğense de beğenmese de arayan herkes hikâyesini bulur. Görür ki, kendi hikâyesi bir başka hikâyenin içinde geçmektedir.
İkaz: Her hakkı mahfuzdur. Bu sebeple yazının bütün olarak bu sayfadan başka bir yerde neşredilmesi yasaktır. Ancak kaynak gösterilmesi (İstiklâl Marşı Derneği internet portalinde yer aldığının ifade edilmesi) ve bu sayfaya doğrudan aktif bağlantı verilmesi şartıyla yazının kısa bir bölümü iktibas edilebilir. Eser sahibinin tayin ettiği usule bağlı kalmak suretiyle bu yazının her türlü neşri, 5846 sayılı Kanun hükümlerine tabidir.