Âkif “Milli” olamaz!
Bence Akif gerek Safahat’ında ve gerekse Sebilürreşat risalesinde İslam ideolojisinin tam mânasıyla vaizliğini yapmıştır. Bu iki vesika zannederim kâfi delil teşkil eder. Dinler ve bahusus İslâm dini asla milliyetçiliğe yer vermez; ancak din kardeşliği kabul eder. Akif bu sebepten milliyetçi olamaz. M.Sener’in dediği gibi (Akifin dini ve milli) cephesi olamaz. Deniyor ki:
O senenin başlarında bir hadise olmuştur. Mehmet Âkif’in “İstiklâl Marşı” beğenilmiyor ve yerine bir “Millî Marş” yazdırılmak isteniyordu. Hattâ Ulus gazetesi bu iş için bir de müsabaka açmıştı.
Bâzan imanla haykırır: İstiklâl savaşında doğacak hürriyet ve istiklâlin müjdecisi olarak...
Yeni bir İstiklâl Marşı yazılamaz. Bunun yazılması için, yeni bir İstiklâl Savaşı şartlarına ihtiyaç vardır.
Akif’in ilk kitabı 1327/1911 yılında basılmıştır: Yani İstiklâl Marşı’nı yazmazdan 10 yıl önce.
Büyük Millet Meclisi kürsüsünden şiirleri okunan ve alkışlanan iki şairimiz vardır: Biri Mehmed Akif, diğeri...
Evvelki gün bir işim düştü de Moda'ya gittim. Moda’ya gitmişken İstiklâl marşımızın kıymetli bestekârı Zeki Üngöreni ziyaret etmeden dönemezdim.
Bilindiği gibi İstiklal Marşımızın milli marş olarak Türkiye Büyük Millet Meclisince kabulü 12 Mart 1921 tarihine rastlar.
Yusuf Ziya Bey, millî bir marştan mahrum oluşumuzdan en büyük teessürü hisseden bir zat olduğu için, bu bahis etrafında bize umumî alâkayı davet edebilecek şeyler söyledi.