Araştırma yapanlar söylüyorlar: "Bütün İslâm ülkeleri içinde en güzel İstiklâl Marşı, bizim istiklâl marşımız" diyorlar. Yani hiçbir İslâm ülkesinin millî marşı, Türk'ün İstiklâl Marşı kadar güzel değil.
Mehmet Akif Bey, İstiklâl Marşımızda milletimizi, soyumuzu. sopumuzu, ırkımızı yüceltiyor:
“Ebediyyen sana yok ırkıma yok izmihlal" mısraıyla:
“Ey Türk Milleti! Sen, ebediyen yaşayacaksın, yok olmayacaksın! Dağılmayacaksın!” demek istiyor.
İstiklâl Marşımızda, İslâm, vazgeçilmez bir güzellik olarak gösterilmiştir. Birinci Dünya Savaşı'nda ve Milli Mücadele'de, üzerimize yedi koldan saldıran barbar Batı devletleri karşısında, hiçbir aşağılık duygusu içinde olmadığımız ifade edilmiştir. Ayrıca bayrağımız, istiklâlimiz, hürriyetimiz ve vatan sevgimiz büyük bir aşkla dile getirilmiştir:
Yavuz Bülent Bakiler, Sözün Doğrusu 1, Yakın Plan Yayınları, s.132
Mehmed Akif'i karlı bir kış günü, 26 Aralık 1936'da sessiz sadasız toprağa vermiştik. Bugün onu, ölümünün 16'ncı yıldönümünde her zamanki gibi hürmetle anıyoruz.
Kendini milliyetçi sanan sağ, Mehmet Akif'i de milliyetçi bir şair olarak ölümünün ellinci yılında anmak telaşındadır.
Eylül 1920 günü, ortalık ağarırken ilerleyen süvarilerimiz, yükselen güneşin tatlı ışığı altında İzmir’i bir tablo gibi gördüler. 2. Süvari Tümeni, Alsancak ve
Mısırda bir dostuma telgraf çekmem lazım geldi. Bir kaç cümle sıraladım. Sonra, on lira uzatarak...
Tarihimizin dolup taşan menkıbelerini akılla, menfaatle izah, elbette mümkün değildir:
Ziya Gökalp, büyük mefkûrelerin, cemiyetlerin buhranlı devirlerinde doğduğunu ve onlara yol gösterdiğini söyler. İstiklâl marşları da böyledir.
Bugün, resmen milli marş olarak teganni edilen İstiklâl marşının güftesinde milletimizin bugünkü umdelerine çok aykırı düşen yerler vardır.