İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı İsmet Özel 22 Mayıs 2010 günü Kayseri’de “Ne Bahar Kaldı Ne Gül” başlıklı bir konferans verdi.
CUMHURİYET’İN İLANI TÜRK MİLLETİ’NİN BAHARIYDI
Konuşmasının başında Rakım Erkutlu’ya ait “Ne Bahar Kaldı Ne Gül” isimli şarkının bir kısmını terennüm eden Özel, kendisini dinleyenlere, Türkiye’nin yaşamak için can atılan bir ülke olması imkânını ortadan kaldırmak üzere girişilen çabaların mahsulü oldukları ikazında bulunarak şarkıda bahsi geçen baharın Türkiye ile alakasını izah etti. Cumhuriyet’in ilân edilmesinin Türk Milleti’nin baharı olduğunu ifade eden Genel Başkan İsmet Özel, 1921 tarihli Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’na, 1923’te Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte eklenen “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin dini Din-i İslâm’dır” maddesinin hakkının verilmemiş olduğunu belirtti. Böyle bir baharın hayatiyet bulmaması için derhal birtakım tedbirler alındığını ve Türk Milleti’nin sonraki dönemlerde bu baharın yeniden gelmesi yönündeki kımıldanışlarının tıpkı boğazlanan bir hayvanın son çırpınışlarına benzediğini ifade etti. Cumhuriyet’in ilanından sonra Türkiye’nin tarım ürünleri ihracına dayanan bir ekonomiyle dünya sistemine entegre olarak kendine mahsus bir yer temin etmesi mevzu bahisken, 1928 yılındaki harf inkılâbı ile Türkiye’deki zihni gelişim imkânlarının, sıfırlanmanın ötesinde, sıfırın altına düşürüldüğünü dile getiren İsmet Özel, sonraki dönemde ise, batılı tarzdaki eğitim sisteminin iyi işletilmesiyle elde edilebilecek bir başarının 1953’te, lise tahsili sonrasında yapılan olgunluk sınavlarının kaldırılması ile önüne geçildiğini hatırlattı.
TÜRKİYE, BİR HAYVANAT BAHÇESİ GÖRÜNÜMÜNDE
“Manav dükkânının önünden geçen inek oradaki ıspanaklara ağzını uzatır ve bir mani olan yoksa oradaki ıspanakları güzelce gövdeye indirir. Ama bunu bu ıspanakların neden orada olduğunu bilen biri yapmaz. O ıspanakların orada neden olduğunu ve ıspanaklarla kendi arasındaki münasebetin nasıl kurulması gerektiğini ancak töreye riayet eden kişi bilir. İnsanla hayvan arasındaki fark budur. Eşya ile olan münasebetinde sevk-i tabiilerinin değil, ahlakının belirleyici olduğunu bilmek Türk olmaktır” diyen İsmet Özel, Türkiye’nin bir hayvanat bahçesi görünümü arz ettiğini ifade ederek, bu ülkede yaşayanların kendileri avlanmaksızın birileri tarafından periyodik olarak kendisine verilen besinlerle beslenmekte olduklarını ve bu hayvanat bahçesi halinin devamından menfaatleri olanların bundan şikâyetçi olmadıklarını belirtti.
İnsanların bir kısmının statüleri bakımından mütemadiyen yukarı doğru çıkmaya çalıştıklarına, ancak çıkmak istedikleri yerde onları daha üstün bir
ise “Böyle vali mi olur? Böyle milletvekili mi olur? Böyle başbakan mı olur? Böyle cumhurbaşkanı mı olur?” sorularını sormaktan uzak durduklarına işaret eden İsmet Özel, bu insanların Türkiye’nin kendi imkânlarıyla zenginleşmiş bir yer olmasını akıllarının ucuna bile getirmediklerini tebarüz ettirerek vaziyetin sebebini şu sözlerle ortaya koydu: “‘Ben bununla mı uğraşacağım? Böyle bir şey olunca benim buzdolabıma ne olacak? Ben yeni bir araba daha alabilir miyim ya da arabamın modelini yenileyebilir miyim?’ İnsanların kafaları bunlarla meşgul olduğu için, bu gayet rahat yerleştirilebildiği için, millet olma ve millî varlık olarak topyekûn üstünlüğü yakalama gibi meseleler gülünç meseleler haline geliyor. Çünkü insanlar namaz kılmıyorlar. Ama buzdolabını açtıkları zaman rükû ettiklerinin farkında değiller. Bunda hiçbir sakınca görmüyorlar.”
BEN, BENCİL BİR İNSANIM
İsmet Özel konuşmasının devamında kendisinin bencil biri olduğunu rahatlıkla ifade edebileceğini söyleyerek “Ne yapıyorsam kendim için yapıyorum. Başkalarını hiç düşünmüyorum. Doğru söylüyorum. Fakat şöyle bir tuzağa düştüm: Ben sadece kendimi düşünüyorum fakat kendimin menfaatine olan şeyin ancak başkalarıyla temin edilebileceğini fark ettim. Eğer Müslüman olmak benim lehime bir şeyse kendi başıma Müslüman olamayacağımı fark ettim.” dedi. Bu manadaki beraberliğin sağlanması için kelimeleri kullanarak, kelimelerle ifade edilmeyen bir şeyin elde edilmesi gerekliliğini izah eden Özel, kelimeleri kullanmaksızın iki insan arasındaki irtibatın iyi hale getirilemeyeceğini; kelimelerin ancak kelimelerle taşınamayan bir şeyi işaret ettiğinde işimize yaradıklarını beyan ederek şunları sözlerine ilave etti: “İnsanlar arasında öyle bir bağ vardır ki bu gösterilebilen bağlardan birisi değildir. Eğer insanlar arasındaki bağı gösterebiliyorsanız o bağ kesilebilir. İnsanlar arasındaki bağ, gösterilemeyen bir bağ olduğu zaman kesilemez de.”
MÜSLÜMANLAR SİSTEMATİK OLARAK TASFİYE EDİLİYOR
Türkiye Cumhuriyeti’nin dünya şartları dolayısıyla muvakkaten kurulmuş bir uzlaşı organizasyonu olduğunu vurgulayan İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı İsmet Özel, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının şu anda hiçbir dünya otoritesi tarafından ciddiye alınmadığını, bunun felaketler doğuracağına dair işaretlerin varlığının ise bu ülkede yaşayanlarca önemsenmediğini beyan etti.
Konuşmasının son kısmında dünya üzerinde itikadına sadakat gösteren Müslümanların sistematik bir şekilde, öldürülerek veya başka yollarla tasfiyeye tabi tutulduklarını ifade eden ve bu manada iki ülkeye dikkat çeken İsmet Özel, bu ülkelerden biri olan Afganistan’da yaşayanların, modern çağın başından beri kâfirlerin aralarındaki düşmanlıkların her bakımdan kendi aleyhlerine olduğunu bizzat yaşayarak öğrenmiş insanlar olduklarını; sağ-sol ya da doğu-batı gibi ayrımların her halükarda Müslümanların aleyhine işleyen bir mekanizma olduğunun bilincinde olduklarını ve bu sebeple kâfirler bakımından mutlaka yok edilmesi zaruri kimseler olarak görüldüklerini belirtti. Aynı durumdaki bir diğer ülke olan Sudan’ın bazı şehirlerinde şehir nüfusunun yarısından fazla insanın hâfız olma vasfı taşıdıklarını, kafirlerin bunlarla nasıl baş edebileceğini formüle edememeleri sebebiyle onları bu vasıflarından koparmak durumunda olduklarını sözlerine ilave etti.
Genel Başkanımız İsmet Özel'in 02.04.2010 tarihinde Bayrampaşa'da "OF NOT BEING A JEW, BİR VEFA DAHA, SON İLAVELER" adlı şiir kitabının tanıtımı için yaptığı "Türkiye Şiirin Neresinde?" başlıklı konuşmanın metni
Adana Şubemizin açılışının ardınan Genel Başkanımız İsmet Özel'in yaptığı "Ne Kaçaklara, Ne De Oturaklılara Marş Gerektir" başlıklı konuşmanın metni
"bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?"
Bu son mısraları tekrar edebilmek için bu şiiri yanıma aldım kitaptan koparıp. Bu mısralar yazıldığı zaman henüz İstiklâl Marşı Derneği yoktu. Şimdi “Son Ocak, Sönmez Ocak, Bizim Ancak" serlevhalı bir konuşma yapacağız burada.
18 Kasım Cumartesi günü Ankara'da yapılan "Sınıf Bilinci Bilançosu: Türkçe Bilmez ki Allah'tan Korksun" konuşmasının tam metni
Genel Başkanımız İsmet Özel, 16.05.2010 Pazar günü Kocaeli Kitap Fuarında "Boştan Almak, Doluya Koymak" başlıklı bir konuşma yaptı.
Genel Başkanımız İsmet Özel'in 25 Ağustos 2011 Perşembe günü akşamı Bağlarbaşı Kültür Merkezinde "OF NOT BEING A JEW" kitabı ile ilgili yaptığı konuşma.
Genel Başkanımız Şair İsmet Özel'in 21 Kasım 2013 Perşembe günü Ankara'da Bilkent Üniversitesinde yaptığı "KALIN TÜRK" serlevhalı konuşmanın tam metni
İstiklâl Marşı hakkında yapılacak bir konuşmanın yerinin Sivas olarak seçilmesi fevkalade önemli; çünkü Sivas, İstiklâl Marşı’nın yazılmasına sebep olan durumun ortadan kaldırılması yani İstiklâl Harbi’nin muvaffakiyetle sona erdirilmesi için yapılan işlerin önemli bir dayanak noktası.