Hududu Aşmak, Hududu Korumak

İsmet Özel - Kırıkkale Konuşması

İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı İsmet Özel, Kırıkkale'de 10 Nisan  2010 tarihinde  “Hududu Aşmak, Hududu Korumak” başlıklı bir konuşma yaptı. İsmet Özel, Kur'an-ı Kerim'deki “haddi aşmama” hususuna dikkat çekerek, gerek haddi aşmamak gerekse hududu korumak bahislerinde Türkiye'deki insanların bir anlaşma içerisinde olmadıkları gibi, bunların ne olduğuna dair fikirlerinin de bulunmadığını belirterek sözlerine başladı. İnsanın yaratılmış bir varlık olarak, meleklerdeki gibi saf akıl sahibi olmakla, hayvanlardaki gibi saf şehvet olma hususiyetleri arasındaki alanı doldurduğunu, dolayısıyla ulvi ile süfli arasında ünsiyeti taşıma bakımından insan olduğunu belirtti.

HADDİ AŞMAMAK İNSAN OLMAKTIR

“Vakit” bakımından kullanmakta olduğumuz takvim itibariyle hangi hudutlar içerisinde olduğumuzu bilemeyişimizden de görülebileceği gibi, bir sulta altında hayatımızı sürdürdüğümüzü; bize “böyle yaşayacaksın” diyen çevreler, odaklar ve güçlerin etkin olduğunu ifade eden İsmet Özel, kendi tercihlerini yaşamayan insanların ülkesi olarak Türkiye'nin, hiç olmazsa bir görüntü olarak mevcudiyetini koruduğunu, ancak farklı bir yön değişmesi söz konusu olmazsa çok da uzak olmayan bir gelecekte bu görünümün de ortadan kalkacağı ikazında bulundu. Türkiye'nin haritadan silinmesinin arefesindeyken, yabancı bir kültürün sultası altında olmaları sebebiyle, insanların böyle bir tehlikeden habersiz olmaları bir yana, bu tehlikeyi daha da yaklaştıracak bir gayreti gösterdiklerini dile getiren Özel, Türkiye'nin varlığında ısrar eden birileri varsa onlarla konuşmak niyeti taşıdığını beyan etti. Bu topraklarda Ermenistan, Kürdistan, Lazistan, Yunanistan kurulmadığı için Türkiye'nin varolduğunu belirten İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı, hududu korumamanın ve haddi aşmanın insanlıktan çıkmak manası taşıdığını vurgulayarak sözü Türkiye'nin vatan oluşunun, sınırlarının manasıyla alakalı olduğu hususuna getirdi.
 
TÜRKİYE, SINIRLARI OLDUĞU İÇİN TÜRKİYE'DİR

Komşularıyla sıfır sorunlu bir ülke olmayı iyi bir şeymiş gibi gösterenlerin melanetiyle yüzyüze bulunduğumuzu, çünkü bir ülkenin komşularıyla sıfır sorunlu olmasının o ülkenin olmaması demek olduğunu izah eden Özel, Türkiye'nin vatan oluşunun ve bütün sınırlarının mevcudiyetinin, bilhassa bir mana taşıdığını anlatarak “Bizim ülkemiz Kâ'be'yi, Mekke ve Medine'yi müdafaa edememekten ve sahip çıkamamaktan doğan yarasını bugünkü sınırlara sahip olmak suretiyle saran insanların ülkesidir” dedi. Kasr-ı Şirin Antlaşması'yla tarihi en eski sınırımız olan İran sınırının çizildiğini, bu antlaşma hükümleri kapsamında, İran yöneticilerine kendi ülkelerinde Ashab-ı Kiram'a sövülmesine izin vermeme yükümlülüğünün Türkler tarafından dayatıldığını belirtti. Böylece İran'la sınırımızın iki hâkimiyet arasında değil, İslâm ile İslâm'a cephe alanlar arasında çizilmiş olduğunu ifade eden İsmet Özel; Kuzey sınırımızın belirlenmesinde de 1918'de Ermenileri barış istemeye zorlayan bir askeri başarı elde etmemiz ve yapılan bu antlaşmanın 1921'de Moskova'da Sovyetlerle teyit edilmiş olması hadiselerinin tesirine temas etti. Yükselişini Batı’yı taklit etme yoluna borçlu olan Ruslarla aramızdaki bu sınırın onların bu hususiyetleri dolayısıyla uşakların uşakları ile aramızdaki sınır sayılacağını; Güney sınırımızı ise Avrupa'daki tâbi-metbu ilişkisi çerçevesinde İngiltere ile Fransa arasında doğmuş olan problemi bir imkân olarak değerlendirme imtiyazımızla elde ettiğimize işaret etti. İsmet Özel Batı sınırımızın ise, Türk hakimiyetinin dünyanın büyük politik güçleri tarafından sonlandırılmasından istifade ederek ülke sahibi olabilmeleri dolayısıyla, Yunanistan ve Bulgaristan'la olmayıp doğrudan doğruya Batı Medeniyeti yani, tek dişi kalmış canavar ile aramızdaki sınır olduğunu sözlerine ekledi.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NDE YAŞIYOR OLMAYI “ALTI OK”A BORÇLU DEĞİLİZ

“İstiklâl Harbi'nin verilmesi suretiyle sadece Allah'a ibadet etmemize mani olan güçlerin üzerimizdeki baskısını hiçe saydığımızı gösterdik” diyen İsmet Özel bu sebeple 1920'de açılan TBMM'nin 1921'de kabul ettiği Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'na 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'in ilanı ile birlikte “Devletin dini Din-i İslâm'dır” maddesinin ilave edildiğini, 1924 Anayasası'nda bu hükmün mevcudiyetini 1928'deki değişikliğe kadar koruduğunu, 1937'de ise CHF 'nın altı okunun Anayasa'ya sokulduğunu hatırlattı. Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşıyor olmamızı, Cumhuriyet'in ilanından 14 yıl sonrasına tekabül eden bu değişikliğe değil, bu toprakların kime ait olduğunun tasrih edilmesine borçlu olduğumuzu belirten Genel Başkan İsmet Özel, buna karşılık Türkiye'nin, Dünya Sistemi'ne “Ben bu insanları sana zarar vermeyecek şekle sokarım” taahhüdünde bulunan idarecilerin elindeki bir ülke olduğunu, ülke olarak herhangi bir şey yapılamaması için sürekli olarak tedbirlerin alınmasına çalışıldığını dile getirdi.
 
DEMOKRASİ İSTENİYORSA “DEMOS” NEREDE?

İsmet Özel konuşmasının ilerleyen kısımlarında, günümüzde globalizmin önyargılarını ikrar etmeyenlerin adam yerine konulmadığı bir ortamın varlığına işaret ederek, bunların başlıcaları olan demokrasi, insan hakları ve serbest piyasa ekonomisinin ne mana taşıdıklarına açıklık getirdi. Adam yerine konulmak çabasıyla Türkiye'de demokrasinin iyi bir şey olacağını iddia edenlere, Türkiye'nin bir “demos”unun olması gerektiğinin hatırlatılabileceğini ifade ederek, demos+kratos formülasyonuna uygun olarak “ahali iktidarı”nın sağlanabilmesi için Türkiye'deki demosun tespitinin gerekliliğine işaret etti. Türkiye'de yalnızca Müslüman bir demosun var olduğunu, bir ikinci seçeneğin mevcut olmadığını belirten Özel, buna örnek olarak TBMM tarafından Mustafa Kemal'e “Gazi” unvanının, onun gaza etmiş, kafiri bertaraf etmiş olduğunun kabul edilmesiyle verilişini gösterdi. Globalizmin önyargılarından İnsan Hakları'nın ise doğrudan doğruya Yahudi Hakları olduğunu, Yahudilerin dünyanın her yerinde rahatça yaşayabilmeleri için ne gerekliyse bunların ortaya konuluşunun İnsan Hakları ideolojisini meydana getirdiğini ifade eden İsmet Özel serbest pazar ekonomisinin ise bir pazar veya bir serbestiyet önermiyor oluşu itibariyle aldatmacadan ibaret olduğunu, esas işleyen düzenin para ile hakimiyet arasındaki ilişki etrafında şekillendiğini dile getirdi.

BİRBİRİNE AKRABA GİBİ BAKAN İNSANLARIZ

İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkan İsmet Özel, Türkiye'nin dünyada eşi benzerinin olmamasının bir vechesi olarak bu ülkede yaşayan insanların birbirlerine kardeş gibi değilse bile akraba gibi baktıkları  izahında bulundu. İnsanların etnik özellikleri, dildeki tavırları, şiveleri, yeme, içme, giyinme gibi tutumları açısından ne olurlarsa olsunlar akrabalar olarak yaşadıklarını, buna paralel olarak bazen akrabalar arasında rahatsız edici şeylerin de ortaya çıkabildiğini belirten İsmet Özel bu görüşünü daha müşahhas kılmak için Düzce Depremi'nin ardından oradaki bir vatandaşın şu sözleri sarfetmiş olduğunu aktardı: “Allah Ankara'nın, İstanbul'un başına böyle bir felaket vermesin! Onlar bize baktılar, ama biz onlara bakamayız.” Bu akrabalık hissiyatı dolayısıyla, kendisinin çeşitli vesilelerle gündeme  gelen, Kürtlerin asimile edilmesi, Alevilerin ise Sünnileşmesi yönündeki görüşüne zannedildiği gibi Kürtlerden veya Alevilerden bir tepki gelmediğini, yalnızca bu insanların Kürt olarak veya Alevi olarak kalmalarından menfaat temin eden, onları soyan kimselerin rahatsız olduklarını da ifade etti. Halkın değerlerinin dikkate alınmasının önemine değinen Özel, halkın değerlerinden halkın değer verdiği şeylerin değil, halkı değerli kılan şeylerin anlaşılması gerektiğini vurguladı. Türkiye'de halkı değerli kılanın ise onun Müslümanlığından başka bir şey olmadığından bahisle, bunun fark edilmesi halinde buradan hem kendimize güç temin edebileceğimizi hem de bu topraklardan aldığımız şeyleri fazlasıyla bu topraklara iade edebileceğimizi dile getirdi. Özel, bu durumla alakalı olarak, Türkiye'de herhangi bir başarı göstermeyen kimsenin dünyanın hiçbir yerinde hiçbir başarı gösteremeyeceğini, Türkiye'deki bir başarının derhal fark edilen ve gücünü artıran bir hususiyeti bulunduğunu da sözlerine ilave etti.

HAYSİYETİNE SAHİP ÇIKANLAR TÜRKİYE'YE EL KOYMALIDIR

Birbirimizin hangi değerinden beslenebiliyorsak o beslendiğimiz şeyin muhafazasını kendi vazifemiz olarak bilmemiz halinde bütün düşmanlarımızla baş edebileceğimizi ifade eden İsmet Özel, İstiklâl Marşı Derneği'nin  benimsediği formülasyonu hatırlatarak  şunları dile getirdi: “Birbirimizin Müslümanlığına iltica etmeliyiz. Her birimiz diğerimizin mültecisi olmalıdır. Benim sende gördüğüm İslâmi zaafın benim hayatımı tehlikeye atacağını bildiğim için senden o İslâmi zaafın giderilmesini sağlamak benim işimdir. Sende gördüğüm İslâmi zaaf seni yıkmama sebep olmamalıdır. Sende gördüğüm İslâmi zaafı gidermek üzere ben harekete geçmeliyim çünkü senin İslâmi bakımdan zaafa düşmen benim mevcudiyetime halel getirir.” Türk Milleti'nin hiçbir zaman haysiyetinin ayaklar altına alınmasına rıza göstermediğini, 1961 Anayasası'nın bütün “evet” propagandalarına rağmen %44 Hayır oyu almış olması örneği ile birlikte dile getiren İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı İsmet Özel, Türk Milleti'nin haysiyetinin ayaklar altına alınmasına itiraz edenlerin Türkiye'ye el koymaları gerektiğine işaret ederek konuşmasını tamamladı.

TÜRKİYE ALEYHİNDEKİLER BENDEN, MASUM OLDUKLARINA DAİR TEK KELİME İŞİTMEYECEKLER!

Genel Başkanımız Şair İsmet Özel'in 21 Kasım 2013 Perşembe günü Ankara'da Bilkent Üniversitesinde yaptığı "KALIN TÜRK" serlevhalı konuşmanın tam metni

DÖRDÜNCÜ OLAĞAN GENEL KURULUMUZDA FAHRİ GENEL BAŞKANIMIZ ŞAİR İSMET ÖZEL'İN YAPTIĞI KONUŞMA

Dokuz sene geçti İstiklâl Marşı Derneği kurulalı. Bu toplantının böyle sakin bir toplantı olması normal değil; yani dokuz senede İstiklâl Marşı Derneği’nin geleceği yer burası değildi. İstiklâl Marşı Derneği dokuz sene sonra buraya gelmek üzere kurulmadı. Benim şimdi ayakta, heyecanlı bir şekilde sizlere “omuzdaşlarım” diye hitap ederek bir konuşma yapmam gerekirdi.

Türkiye Şiirin Neresinde?

Genel Başkanımız İsmet Özel'in 02.04.2010 tarihinde Bayrampaşa'da "OF NOT BEING A JEW, BİR VEFA DAHA, SON İLAVELER" adlı şiir kitabının tanıtımı için yaptığı "Türkiye Şiirin Neresinde?" başlıklı konuşmanın metni

İSTİKLÂL HARBİ VERMEMİZ ÖLDÜKTEN SONRA AKSIRMAKTI

İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı Şair İsmet Özel "OF NOT BEING A JEW" adlı şiir kitabının hitama erdirilmiş son baskısını Kocaeli Kitap Fuarı’nda imzaladı.

Hududu Aşmak, Hududu Korumak

Genel Başkanımız İsmet Özel'in 10 Nisan 2010 Cumartesi günü Kırıkkale'de yaptığı "HUDUDU AŞMAK, HUDUDU KORUMAK" başlıklı konuşmanın metni

Üryan Geldim Gene Üryan Giderim

Genel Başkanımız Şair İsmet Özel'in 28 Eylül 2013 Cumartesi günü Ankara'da yaptığı "Üryan Geldim Gene Üryan Giderim" serlevhalı konuşmanın tam metni

Ne Bahar Kaldı Ne Gül

İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı İsmet Özel 22 Mayıs 2010 günü Kayseri’de “Ne Bahar Kaldı Ne Gül” başlıklı bir konferans verdi.

TÜRK KİM? TÜRKİYE NERESİ? İSTİKLÂL MARŞI NEYİN NESİ? - ONUNCU SENE-İ DEVRİYE - 11 Mart 2017, Kastamonu

İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı Durmuş Küçükşakalak'ın onuncu sene-i devriyemiz münasebetiyle yaptığı "Türk Kim? Türkiye Neresi? İstiklâl Marşı Neyin Nesi?" serlevhalı konuşmasının tam metni