NİÇİN İFTARİYE DEĞİL DE İMSAKİYE DİYORUZ?

نیچون افطاریە دكل دە امساكیە دییورز؟

NİÇİN İFTARİYE DEĞİL DE İMSAKİYE DİYORUZ?

İmsak kelimesi tutmak, bir şeyden el çekip zapt etmek manasına gelip oruca başladığımız vakti ifade için bu kelimeyi kullanırız. Peki Ramazan'da ekseriyetle iftara kaç saat kaldığını öğrenmek için baktığımız cetvele niçin iftariye değil de imsakiye diyoruz? 24 saat değil 12 saat esasına dayanan ezanî saate göre zamanı beş vakit okunan ezan belirler. Gün batınca akşam ezanı okunur. Ay görünür hale gelir. Bu yüzden Ramazan ayına girdiğimizi hilali görerek anlarız ve Ramazan'a hilali görerek girdiğimiz için oruç tutmadan önce teravih kılarız.  Aya bakarak Ramazan'ın kaçında olduğumuzu biliriz. Hilal tekrar görüldüğü an Ramazan bitmiş Şevval başlamış olur. Bu yüzden Ramazan'ın son iftarından sonra teravih kılmayız. 

Ayın görünür hale geldiği gün batımı yani tam akşam ezanının okunduğu vakit ezanî saate göre 12 kabul edilir ve bu sabittir. Uzayan ve kısalan günlere göre geri kalan yahut ileri giden saatler hep 12’dir. Müneccimler ve muvakkitler de padişaha zaten belirli olan iftar saatini değil hesapladıkları imsak saatini sundukları için hazırladıkları cetvele imsakiye denmiştir.

RUMİ TAKVİM, TAKVİM-İ GARBİ, EFRENCİ TAKVİM

Bugünün tarihini biliyor musunuz? Hangi senedeyiz? Hangi aydayız? Bu suali, Hicrî takvime göre mi Rumi takvime göre mi Efrenci takvime göre mi cevaplayacağız? Vereceğimiz cevap kim olduğumuzu belli edecek.

“ON BİR AYIN HİÇBİRİ”

Kafirlerin ve münafıkların bütün hile ve desiselerine, oruç tutanları küçültmek maksadıyla tayin ettikleri gündeme rağmen Ramazan ayı kendi ölçülerimiz içinde bir hayata en yakın olduğumuz zamandır.

MİLADİ TAKVİM DEĞİL HIRİSTİYAN TAKVİMİ

Bugün biz bu takvime yanlış bir şekilde miladi takvim diyoruz. Eskiden “efrenci” yani frengi, firenklere ait manasında “efrenci takvim” derdik. Tıpkı efrenci hastalık dediğimiz gibi bize ait olmayan; bizden neşet etmemiş bir şeyi tanımlamak üzere “efrenci takvim” demişiz.