١٤٤١: 1441 nüshamızda, Malazgirt Meydan Muharebesi ve akabinde Türklere karşı başlatılan Haçlı Seferleri’nden bugüne Türk tarihinin kritik anlarına dikkat çeken ve Türk kimliğinin, Türk vatanının ne olduğuna işaret eden metinler yer alıyor. |
![]() |
١٤٤٠: 1440 nüshamızın metinlerini Türk tarihinin çok önemli bir safhasını teşkil eden Hıristiyan takvimine göre 1950-1960 arası bizim takvimimize göre 1369-1379 tarihleri arası Türkiye hakkında yazılmış yazılardan ve gazete haberlerinden seçtiklerimiz oluşturuyor. Türk şiirinin son atılımının da bu tarihler arasında olması sebebiyle atılımı yapan şairlerden seçtiğimiz şiirler de var.
|
![]() |
١٤٣٩: İstiklâl Marşı’nın kabulünün yüzüncü sene-i devriyesi 1439 senesinde neşrolunan nüshanın okuma metinlerinin hepsi Türk İstanbul ile alakalı. Bu nüshamızın metinlerini İstanbul’un Fethinden sonra İstanbul ile alakalı hemen her devirden çeşitli türlerde verilmiş eserlerden seçtiğimiz metinler ve hassaten de İstanbul’un başına gelen felaketlerin edebiyata akseden tarafını gösteren eserlerden seçtik.
|
![]() |
١٤٣٨: 1438 nüshamızın okuma metinlerini dokuzuncu asır (15’nci Hıristiyan asrı) Türk edebiyatından seçtik. Tanzimat Fermanı’nın ilanından sonra Avrupa’dan öğrenilen kavramlara bir karşılık bulmak amacıyla Arapça ve Farsçadan faydalanılması, öncesine göre daha ağır bir dilin ortaya çıkmasına sebep olmuştu. Bu devirden asırlar önce yazıldığı halde 9. asır metinlerinin birçoğunun bugün yazılmış intibaı verdiğini gördük, gösterdik.
|
![]() |
١٤٣٧: 1437 nüshamızın okuma metinlerini ekseriyetle Harf İnkılabından sonra neşredilen şiirlerden seçtik. Ayrıca Harf İnkılabından sonra neşredilen hikâye ve romanlardan seçtiğimiz bazı kısımları da takvimimize aldık. İnkılaptan evvel tahsilini Türk harfleriyle yapan şair ve yazarların kahir ekseriyetinin yazımızı terk etmediğini fark ettiğimiz gibi Latin yazısı ile yazan sanatçıların eserlerinin Türk yazısı ile imla edilip edilemeyeceğini tecrübe ettik.
|
![]() |
١٤٣٦: 1436 nüshamızda Dünya Edebiyatından yapılan tercümelerden seçtiğimiz okuma metinleri yer aldı. Harf İnkılabından önce ve sonra yapılan tercümeleri takvimimize koyarak bir mukayese imkânı sunduk ve Türk yazısıyla neler yapıldığını da göstermeye çalıştık.
|
![]() |
١٤٣٥: 1435 İstiklâl Takvimi’nde ilk defa belli bir çerçeve dahilinde okuma metinlerimiz yer aldı. Bu sebeple 1435 nüshamızın okuma metinlerini pek meşhur şiirler, şarkılar, türküler, maniler, ninniler, tekerlemeler ve hikayelerden seçtik.
|
![]() |
![]() |
![]() |
١٤٣٣ : 1433 İstiklâl Takvimi | ١٤٣٤: 1434 İstiklâl Takvimi - Musavver Elifbalı |
İslam mahallî yaşanır. Oruca başlamak veya bayram etmek için bulunduğumuz yerde hilali görmek gerekir. Pakistan’da görülen hilal İstanbul’daki Müslümanlara bayramı getirmez, bayram olması için hilalin İstanbul’da görülmüş olması esastır.
İmsak kelimesi tutmak, bir şeyden el çekip zapt etmek manasına gelip oruca başladığımız vakti ifade için bu kelimeyi kullanırız. Peki Ramazan'da ekseriyetle iftara kaç saat kaldığını öğrenmek için baktığımız cetvele niçin iftariye değil de imsakiye diyoruz?
Tarih takvimle tarih olur. Sadece biz Müslümanların tarihi değil; modern manada tüm insanlık tarihi Hicret’le başlamıştır. Tarih evvel emirde zamanın hangi esasa göre tayin edildiğine dair bilginin adıdır.
Biz insanoğluna Allah’ın bildirdiği takvim ay takvimi yani hicrî takvimimizdir. Allah katındaki takvim biz Müslümanların takvimidir. Biz ancak bu takvime göre yaşamak suretiyle kaderine duhul edenlerden oluruz.
Biz Türkler tarih dediğimiz zaman vukuatın sırasını, tertibini anlarız. Edep erkân bilmek Türklüğün şanındandır.
Jülyen takvimin nasıl bir şey olduğunu anlamak için ay isimlerine ve gün sayılarının keyfîliğine bakmak kifayet eder. Zira takvimi hazırlatan Jül Sezar doğduğu ayın ismini değiştirip kendi ismini o aya vermiştir.
Biz Müslümanlar; insanın kendisini bu dünyaya ait görmesinin alâmeti olan güneş esaslı Hıristiyan takvimini kullanma zilletinden kurtulup; ahiret yurdunu daha hayırlı bilenlerden olmak üzere kamerî Müslüman takvimimizi geri almalıyız. Bu mesele Latin harfleri yerine Türk harflerini geri almamız meselesiyle beraber bir teferruat değil, hayatımızdaki bütün meselelerin yuvalandığı yerdir.
İslam mahallî yaşanır. Oruca başlamak veya bayram etmek için bulunduğumuz yerde hilali görmek gerekir. Pakistan’da görülen hilal İstanbul’daki Müslümanlara bayramı getirmez, bayram olması için hilalin İstanbul’da görülmüş olması esastır.
İmsak kelimesi tutmak, bir şeyden el çekip zapt etmek manasına gelip oruca başladığımız vakti ifade için bu kelimeyi kullanırız. Peki Ramazan'da ekseriyetle iftara kaç saat kaldığını öğrenmek için baktığımız cetvele niçin iftariye değil de imsakiye diyoruz?
Tarih takvimle tarih olur. Sadece biz Müslümanların tarihi değil; modern manada tüm insanlık tarihi Hicret’le başlamıştır. Tarih evvel emirde zamanın hangi esasa göre tayin edildiğine dair bilginin adıdır.
Biz insanoğluna Allah’ın bildirdiği takvim ay takvimi yani hicrî takvimimizdir. Allah katındaki takvim biz Müslümanların takvimidir. Biz ancak bu takvime göre yaşamak suretiyle kaderine duhul edenlerden oluruz.
Biz Türkler tarih dediğimiz zaman vukuatın sırasını, tertibini anlarız. Edep erkân bilmek Türklüğün şanındandır.
Jülyen takvimin nasıl bir şey olduğunu anlamak için ay isimlerine ve gün sayılarının keyfîliğine bakmak kifayet eder. Zira takvimi hazırlatan Jül Sezar doğduğu ayın ismini değiştirip kendi ismini o aya vermiştir.
Biz Müslümanlar; insanın kendisini bu dünyaya ait görmesinin alâmeti olan güneş esaslı Hıristiyan takvimini kullanma zilletinden kurtulup; ahiret yurdunu daha hayırlı bilenlerden olmak üzere kamerî Müslüman takvimimizi geri almalıyız. Bu mesele Latin harfleri yerine Türk harflerini geri almamız meselesiyle beraber bir teferruat değil, hayatımızdaki bütün meselelerin yuvalandığı yerdir.
İslam mahallî yaşanır. Oruca başlamak veya bayram etmek için bulunduğumuz yerde hilali görmek gerekir. Pakistan’da görülen hilal İstanbul’daki Müslümanlara bayramı getirmez, bayram olması için hilalin İstanbul’da görülmüş olması esastır.
İmsak kelimesi tutmak, bir şeyden el çekip zapt etmek manasına gelip oruca başladığımız vakti ifade için bu kelimeyi kullanırız. Peki Ramazan'da ekseriyetle iftara kaç saat kaldığını öğrenmek için baktığımız cetvele niçin iftariye değil de imsakiye diyoruz?
Tarih takvimle tarih olur. Sadece biz Müslümanların tarihi değil; modern manada tüm insanlık tarihi Hicret’le başlamıştır. Tarih evvel emirde zamanın hangi esasa göre tayin edildiğine dair bilginin adıdır.
Biz insanoğluna Allah’ın bildirdiği takvim ay takvimi yani hicrî takvimimizdir. Allah katındaki takvim biz Müslümanların takvimidir. Biz ancak bu takvime göre yaşamak suretiyle kaderine duhul edenlerden oluruz.