Onu kim okudu da millî gurur ve heyecanın sağnaklarına tutulmadı!

Mehmet Akif “Asım”, “Bülbül”, İstiklâl marşı” gibi tamamen milli ve ölümsüz eserler yarattı. Diğer birçok şiirlerile millî bünyemizi, millî hüviyetimizi gösterir levhalar çizdi.

Millî heyecanlarımızı  haması duygularımızı, ve vatan ve milliyet sevgimizi ateşledi, tahrik etti. Balkan Harbinde, umumî harpte, Millî savaşta daima onun sesini duyduk. O devirlerde Akifi kim okudu da ağlamadı!

Onu kim okudu da millî gurur ve heyecanın sağnaklarına tutulmadı!. Hele Millî savaşta.. Akif kurtuluş mücadelesinin manevi cephesini idare eden adsız bir kahraman gibiydi

 

Evet, beynim sağırdır Kainatım, çünkü, hep feryad
İşitmem başka bir ses milletim eylerken istimdad.
Gözüm görmez, evet, zira muhitim kapkaranlıktır;
Fakat sinemde imanım müebbed fecr-i sadıktır.

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!
O benimdir, o benim milletimindir ancak!

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül... ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal.
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar.
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın,
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.

Rûhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:
Değmesin ma' bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım.
Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım;
Fışkırır  rûh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım!

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl;
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,

 

Fakat bütün bunlara rağmen Mehmet Akif Türk milliyetçiliğine şekil ve istikamet verenler arasında değildir. O, milliyetçiliği asla bizim anladığımız şekilde anlamak, duymak istememiştir.  

İstememiştir, diyorum. Çünkü, ben eminim, millî mücadele zamanlarındaki Akif Balkan harbindeki yalnız Müslümanca düşünen Akif değildi. O, Türk milliyetçiliğinin alevleri içinde yanıyor, tutuşuyordu. 

Fakat onun gönlü bu hususta asla zekâsile anlaşamadı. Gönül zekâyı yendi ve onu “İslam milliyeti” mefkuresinin ateşine attı. 

İnsanca yaşamış, Türk edebiyatına,  Türk milletine ve millî kültürümüze hizmet etmiş ve bugün dünyamızdan göçmüş olan Şair Mehmet Akif; Türkiyenin her köşesinde her akşam güneş batarken;

Kahraman Türk erlerinin, mektepli Türk gençlerinin vakur seslerile dirilmekte, canlanmakta, yeni ve ebedi bir hayata mazhar olmaktadır:

 

“Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!”

 

Esat Adil Müstecablıoğlu, Mehmet Akif-Ferdî ve İctimaî Karakteri-Vatanperverliği-Milliyetçiliği- Şairliği, Ülkü Basımevi, 1937-İstanbul, s. 31-34/51-52

 

 

BÜYÜK DOĞU

Bu şiiri Necip Fazıl Kısakürek bundan tam altı sene evvel yazdı.

O zamanlar (Ulus) gazetesi, Cümhuriyetin 15inci yıl dönümü için bir marş müsabakası açmıştı. Gaye, bütün memleket şairlerinin de iştiraki beklenen bu müsabakada kazanacak olan eseri, Cümhuriyetin 15inci yıl marşı olarak değil, İstiklâl veya Türk millî marşı olarak kabul etmekti, Zira Atatürk, Mehmet Akifin İstiklâl marşını sevmemeğe başlamıştı.

Cemal Kutay - Necid Çöllerinde Mehmed Âkif

Bunun üzerine annem kardeşlerimle birlikte Kastamonudan Ankaraya geldiler. Artık Ankarada ailece yerleşmiş idik. Mehmet Âkif bu sıralarda İstiklâl marşını yaratmış, bu muvaffakiyeti 500 lira

Hicran Göze - Mehmet Akif / Hüzünlü Bir Yolculuk; "Başımızdaki adamı kim görse inanırdı." (!)

İşte öğle ezanı da okunuyordu. 1932 senesinden beri devam eden bir mecbûriyetle tabii Türkçe olarak...

"Türk eriyiz, silsilemiz kahraman Müslümanız Hakk'a tapan müslüman"

Mehmet Akif Ersoy'da Türk Kimliği

Vatanperverliği, Türkçülüğü ve Türk Kimliği

Zeki Sarıhan, Mehmet Akif

 “Benim Mehmet Akif hakkında bir araştırma yapmamın güncel bir nedeni de oldu.

Ölüm, Akifi aramızdan aldı götürdü, fakat…

Onun adı tarihte olduğu gibi yüreklerde de yaşıyacaktır. Çünkü yazdığı marşla adı Türk istiklâline bağlı, yani ebedî kaldı.