İsmet Özel’in şiir sanatı vesilesiyle yaşama sanatına bulaşmış olması okuyacağınız yazılar tomarına, giderek bu kitaba seçtiği serlevhanın “Dil ile İkrar” olarak belirmesini gerektirmiştir. “Dil ile İkrar” evvelce neşrolunmuş “Desem Öldürürler Demesem Öldüm” , “Küfrün İhsanı Olmaz” ve “Türk Olamadıysan Oldun Amerikalı” kitaplarından sonra Kur’an harfleri ile sağdan sola, latin harfleri ile de soldan sağa neşredilmiş dördüncü İsmet Özel kitabıdır.
Neyi yazacağım? Dil ile ikrar edeceğim ne olmalı? Söz bahsinde bize verilen emir “Hayır söyle, yoksa sus!” şeklindedir. Hayrı dil ile ikrar etmeyeceksem sözün, sözlerin sahasını terk edeceğim. Kendisine yazı ile ikrar fırsatı tanınmış biri olmam üzerimdeki vebal yüküne dair şuura beni zorluyor.
Kalp ile tasdik etmediği halde dil ile ikrara yelteneni münafık biliyoruz. Dil ile ikrar münafık için bir yelteniş olarak kalır. Dolayısıyla kalp ile tasdike hazırlanmamış ikrarın dil ile vuku buluşu da zaafa uğramış olur. Mü’min de münafık da “Şu Allah’ın işine bak!” sözünü ikrar edecektir. Bununla mü’min Allah’ın işine karışmanın kendi haddi olmadığına işaret etmiş olur. Münafık ise Allah’ın işi olarak müşahede ettiği ne ise onu benimsemediğini dışa vurur. “Şu Allah’ın işine bak!” diyen mü’min her hal ü kârda mükellefiyetleri bakımından bir ikaza uğradığını kabul eder. “Şu Allah’ın işine bak!” diyen münafığın tek düşündüğü vaziyetin lehinde tezahür ettiği zannıyla azami istifadeye bakmak; sıkıntılı bir vaziyet idraki halinde ise asgari zararla belâyı savmak olur.