"Bugün gelinen noktada Türkiye'de yaşayan insanların önünde iki yol var: Ya dünyanın kazançlı çıkması için Türkiye feda edilecek ya da Türkiye'nin kazançlı çıkması için dünya feda edilecek. Hem Türkiye'nin hem de dünyanın kazançlı çıkacağı bir yol yok mu? Böyle bir imkân ancak Türkiye'nin tercih edilmesinden sonra doğabilir; zira Türkiye'nin kurtuluşu dünyanın da kurtuluş imkânıdır."
İstiklâl Marşı Türk milletinin geleceğinin karartılamayacağı konusunda hem bir vaat, hem bir teçhizat, hatta mühimmat olarak düşünülmüştür.
Türkiye’de İslamiyet’in bir itikadî zenginlik olduğu anlaşılmadıkça Türkiye’nin akıbetinin kötü bir akıbet olmasına engel olunamaz.
"Dünya mı, Türkiye mi, hangisini feda edeceğiz? Türkiye'ye karşı dünyayı tercih etmek itikadi olarak
"İstiklal Marşı Türk milletinin tarihten silinişi karşısında bir duruş ve bir ısrardır.
İstiklâl Marşı, Türk milletinin tarih sahnesindeki mevcudiyeti hususunda ısrar edişinin belgesidir.
“İstiklâl Marşı’nın Anayasa’dan çıkmasında bir mahzur yok.” diyen herkes Türkiye’nin bir birim olarak, bir ülke olarak varlığından vazgeçmiş demektir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ayakta durmasının tek sebebi hâlâ bizim Mekke ve Medine’yi Müslüman hâkimiyetine kavuşmasını sağlama ümidimizdir.
"İstiklal Marşı Derneği, ‘ben Türk değilim, ama bu topraklarda benim de hakkım var’ diyenlerin havalarını alması için kurulmuştur."