Bizim topraklarımız Avrupa’da kapitalizmin, yani feodalizmin bağrında yetişen kapitalizmin doğmasına vesile olan topraklardır. Dolayısıyla biz Türk düzeni diye bir şeyden bahsettiğimiz zaman kapitalizmi etkisiz kılacak, kapitalizmi gereksiz kılacak, kapitalizme hayat hakkı tanımayacak bir düzenden bahsediyoruz. Ve bu düzen kapitalizmin bütün dünyada muzaffer olduğu dönemlerde gücünü korumuştur.
İstiklâl Marşı bir hadis-i şerifle başlar: “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak.”
İstiklâl Marşı en son ocağın sönmeden Türk Milleti'nin pilinin bitmeyeceğini söylüyor.
Türkiye diye bir ülke olduğunu kabul ettiğiniz zaman Büyük Yunanistan’ın bir parçası olmadığımızı, Ermenistan’ın bir parçası olmadığımızı, Kürdistan’ın bir parçası olmadığımızı, Gürcistan’ın bir parçası olmadığımızı söylemiş oluyoruz.
Bizim kendimize mahsus bir hayatımız olması ve dünyada yaşanacak yer olarak Türkiye'nin işaret edilmesine sebep olacak bir donanıma sahip olmamız bizim şuurlu bir şekilde iktisadî bir düzenlemeye başvurmamızla mümkün olacak.
"Dünyada dini ile milliyeti yekvücut, yekpare olan bir unsur vardır, onun adı da Türk'tür. Kendi bünyende din ve milliyet farkı gözetirsen
Türkiye’den bütün insanlığın hayrına bir hareket doğacağına inanmıyorsanız İstiklâl Marşı Derneğiyle irtibatınızı kesin.