İsmet Özel'in okurken hem sağdan hem soldan başlanan kitaplarının yedincisi olan "PERGELİN YAZMAZ SİVRİ UCU" kitabı neşrolundu.
“Şiiri edebiyat tarihinden uzak tutuşumuzun sebebi beşer veya insan olarak bu iki işin hakkından gelirken uğradığımız şartlanmaları aşamayışımızdır. Nasıl basarsak daha iyi yürürüz veya yürüyüşümüze hangi düzeni kazandırırsak salim kalabiliriz sualleri biz bir yıl yaşadıktan sonra kendimizce belli olmuştur. Bizim konuştuğumuz dilin neresinde olduğumuz, dahası dilin bizim neremizden neşet ettiği biz daha on yıl yaşamamışken kendimizce biliniyordur. Sualler de gizlidir, cevapları da. Bunların gizliliği yoklukları demek değildir. Pergelin yazmaz sivri ucunun bütün sanatçılara; ama bilhassa şairlere battığını hatırlamamız imkânsız. Neredeydik ve hangi zamanı idrak ediyorduk? Bunları bilsek bile açığa çıkaramazdık. Çünkü bir insanın derinliği ölçülebilir gibi değildir. Bir sanat eseriyle kurduğumuz temas bir defineyle kurduğumuz temasa benzer; ama tıpatıp aynısı değildir. Karşımıza sanat eseri olarak çıkan definenin kapağını her açtığımızda daha değerlisinin daha derinde olduğunu işaret eden mümessillerle karşılaşırız. Sanat eseri bizi hiç yanıltmamıştır.”