İSTİKLÂL MARŞI

Avrupalıların (Hymne national)  dedikleri milli nağmeler,  milletin vicdanından, ilhamlarından doğan ve en samimi heyecanları ifade eden terennümlerdir. Halkın derin tahassüsleri, bu güzel besteler içinde gizlenir, inkişaf eder. Milletleri tanımak, ruhlarındaki teessürleri hissetmek için muhtelif çareler vardır. Bunlardan biri de millî marşlarını dinlemek, onlardaki his ve hayal nağmelerini duymaktır. Musikinin belâgatı ve seslerin ifadesi bu eserlerde yüksek bir kıymet alır,  çünkü millî tehassüslere halkın tekamül eden benliğini ifade etmekte en birinci ve müşterek duyguları toplayan mühim parçalardır. Bir milletin marşı terennüm edilirken bütün efradı, ruhunun yükseldiğini duyar. Benliğinde tahassüslerinden mütevellit bir vakar ve gurur heyecanlanır.  Büyük bayramlarda binlerce kişinin bir ağızdan söylediği millî neşide o milletin mevcudiyetindeki salabete ve hayatiyetine kuvvetli bir delil olur. Biz henüz yeni teheyyücleri ifade kabiliyetini haiz ve müşterek ve taammüm etmiş millî nağmeden mahrumuz. Köylü, amele, mektepli, kadın, erkek, genç, ihtiyar bütün millet efradı aynı mihrak içinden intişar eden heyecanlarla göğsümüzün kabardığını ruhlarımızın yükselmeye ihtiyacını aynı emellerle hissetmeliyiz. Bugün mektepler, muhtelif cemiyet müesseseleri, heyecanlı nağmelerin bir ağızdan söylenmesini iştiyakla hissediyor. Gönüllerimizde millî duyguların ta içimizden gelen bir ihtiyaçla çarptığını duyuyoruz. Bu tahassüslerin kudretli bir musiki bestesiyle mutlaka bir mukabili, bu cereyana tekabül edecek bir millî besteyi bulmalıyız.

Memleketimizde millî marş olarak vücuda getirilmiş bazı parçalara tesadüf edilmektedir. Pek çok kimseler aynı güfte üzerinde bir çok besteler yapmışlardır. Bunların ekseriyeti bediî kıymetten mahrum görünmektedir. Hele bir kısmı basit fennî evsafı bile haiz değildir. Millî marşlar Lied denilen iki ve yahut üç taksimatlı, bunun bazen büyük bazen de küçük eşkaline tevafuk eder. Millî marşda sadalar terkibatı, halkın muhtelif tabakalarında yaşayanlar tarafından hissedilmeye, mana ve ifadece milli ruhun tezahürüne vasıl tahassüslerin suhuletle izharına müsait olmalıdır. Bizde şâyi bazı eserlerin birçoğu böyle bir şekle tevafuktan uzaktır ve indî usullerle bestelenmiş mahiyettedir. Bediî şekillerden mahrum olan bu parçalar, şark musikisi makamlarına uydurularak tanzim ediliyor. Şark musikisi makamatıyla marş yapmaya imkan görmüyoruz.

Hülasa memleketin milli bir marşa ihtiyacı var. Muazzez cumhuriyet hükümeti bu işle iştigal etmeye vakit bulacaktır. Güzel sanatlar, hür şerait-i hayat içinde inkişaf eder. Bir şair yahut bir bestekar muayyen bir zaman zarfında teheyyüçlerini mahdud çerçeveler içinde hemen zapt etmeye katlanamaz. Hükümet binnisbe geniş bir zamanda hazırlanmak üzere millî marşların şerait-i kabulünü ilan etmelidir. Darülelhan’ın talim heyeti, muhtelif bestelerde bulunması icap eden fennî ve bediî evsafı tetkik etmekle vazifedardır. Müessesemizin garb musikisi şubesi bu hizmeti salahiyet ve muvaffakiyetle ifa edebilmek için hazırlanmıştır. Her ilim kendi bünyesine muvafık usul ile inkişaf ve tekamül edebilir. Musiki besteleri de bir mektebe ve asrın teknik ve bediî şeraitine muvafık olarak husul bulan akademik müesseselere muhtaçtır. Darülelhan garb musikisi şubesi talim heyeti, ekseriyeti bir Avrupa konservatuvarından diplomalı yahut o derecede ikmal-i tahsil liyakatını haiz zevattan terekküb etmiştir. Millî marş ile salahiyetdarane meşgul olabilirler. Usulü dairesinde ve sanat zevkine ve ilhamlarına hürmet edilerek vücuda getirilecek millî marş, milletin sevgili efradına hayat için en temiz bir ümit ve teselli menbaı olacaktır. Halkın terbiyesi güzel sanatların inkişafından beklenir. Bu arada musiki besteleri millete hakiki bir azm-i hayat heyecanı verir. Darülelhan bu mesele ile ilmî şerait-i bediiyyeye daima kıymet vermek suretiyle iştigal etmeyi vazife bilecektir.

Musa Süreyya, Darülelhan mecmuası, 1 Temmuz 1341/1925, Sayı 6

 

Safahat’ı... bugün baştan sona okumaya kalkışsam afakanlar boğar...

Hele Safahat’ı şiirden anlamadığımı göstermek için söylemiyorum– bugün baştan sona okumaya kalkışsam afakanlar boğar sanırım.

Ahmet Kabaklı - Röportaj: Celâl Bayar, İstiklâl Marşı'nın kabulünü anlatıyor

Ahmet Kabaklı: Muhterem Efendim bugün size hem oğlunuzun vefatı üzerine başsağlığı dilemeye geldik, hem de lütfederseniz İstiklâl Marşımızın kabulünün 62. ve Âkif'in

İSTİKLÂL MARŞI ŞAİRİ MEHMED AKİF HAKKINDA -2-

Dünkü söz mecramıza girelim: Tenkid; bir mevzuun ayıb ve kusurlarını sayıp dökmek değildir, demiştik.
İşte Akifin -sözün zıddını murad etmek yolu ile- bize, pek edibane olarak, anlattığı gibi tenkid; göze kestirdiğimiz bir hedefe karşı doludizgin hücum etmek ve hasmımızın faziletlerini, bir yıldırım şuaile eritip mahveylemek mânasına gelmez.

"İdeolojisine İstiklal Marşı’ndan başka çerçeve aramayan bir Türk milliyetçisi olmakla övünürüm"

... İslâmcıların milliyetçiliğe bakışlarında son gelinen nokta İsmet Özel’in (d. 1944) 1980’lerin ikinci yarısından itibaren geliştirdiği ve son yıllarda tartışmalara yol açan Türklük vurgusudur.

OSMAN ZEKİ ÜNGÖR’ÜN MEŞKUK BESTESİ Mİ İSTİKLÂL MARŞI?

Türkiye’de kimin ne olduğunu anlamamız için bir kıstas İstiklâl Marşı. Kahir ekseriyet bu marşa saygı duyuyor. Mağlupların saygısına mazhar olan beste ise kahraman ordumuza ithaf edilen şiiri ihtiva etmiyor.

Osman Nuri Ekiz - Mehmet Akif Ersoy; "Akif'in milliyetçilik hisleri"

Akif’in milliyetçilik hislerinin coşkun bir ırmak halinde çağladığı şiirlerinde en başta İstiklâl Marşı’nı saymak gerekir. Onun milletimiz hakkında sahip olduğu fikirlerinin ve...

"Birçok mısraları marş mıdır, dua mıdır, farkedilemez haldedir.”

Safahat yalnız kendi devrinin değil, geleceğin meselelerine de tercüman olmuştur. Namık Kemal ile açılan cemiyetçi şiir çığırını en ileri götüren;

BAYRAK, İSTİKLAL MARŞI VE GENÇLİK

Bugün yeryüzünde bağımsızlığını kazanmış ve devlet haline gelebilmiş her milletin bir bayrağı vardır. O halde bayrak hür bir milleti temsil eder. Bayrak ile milli marşı ise çok yakından ilgilidir. Zira bayrağı olan her hür devletin bir de milli marşı vardır. Bu marş ki, o milletin bayrağı göndere çekilirken milli duygularını kükreten ve “İşte hürüm bayrağım göklerde dalgalanıyor” dercesine istiklâlini dünyaya haykıran milli andıdır.