Ancak sancağın ana vatana ilhak edilmesi suretile tatmin edilebilir!
Beyrutta çıkan “Yıldız” isimli Türkçe bir gazetede tesadüf ettiğimiz İskenderun Türklerinin vaziyetini mütalea eden bir yazıyı iki gün evvel dercetmiştik. Son defa haber aldığımıza göre bazı Alevî gençleri İskenderunda Suriye bayrağı çekmek ve bir Alevî merkezi açmak için teşebbüse girişmişlerdir. Fakat Bilân ve İskenderunlulardan 500 kadar Türk genci derhal toplanarak, büyük bir sükûn içerisinde vaziyeti protesto etmişler ve İstiklâl marşı söyliyerek nümayişte bulunmuşlardır. Bunun üzerine Alevî gençleri İskenderunda Suriye bayrağı çekmekten vazgeçmişlerdir.
...
Kurun, 30.04.1936, s. 5
Yalnız şu vak'a, Mehmed Beyin fart-ı zekasına hüccet addolunmağa layıktır.
Zaman zaman hatırlarım: Atatürk devrinde yıldızı parlayan ve ondan sonra parlamaya devam edip 10 yıl evvel en son haddine varan bir devlet adamı,
İstiklal Marşımız, o zaman işgal altında bulunan İstanbulda ilk defa olarak merhum Muallim Ahmet Halit Yaşaroğlu tarafından gizlice bastırılmış
Gazetede okudum, dilimiz, dünyada en çok konuşulan ilk beş dil arasındaymış. Beni önce biraz şaşırttı bu.
“Nazlı Hilâl”in artık kaşlarını çatmadığı, bayrağın ufuklarda şafaklar gibi dalgalandığı, Hakka tapan milletin istiklâl hakkını bütün dünyanın tanıdığı, bir milletin bir vatana döktüğü ve dökeceği kanları helâl ettiği, hür yaşamış bir ırkın hür yaşamak andını tekrarladığı şu günlerde ölmeyecek bir ölüyü, başta gençler olmak üzere, milletçe anıyoruz.
Milli bayramlarda, ihtifal günlerinde İstiklâl Marşı çalınırken şahit olduğumuz feci manzaralar güzümüzün önündedir.
Yalnız şu vak'a, Mehmed Beyin fart-ı zekasına hüccet addolunmağa layıktır.
Zaman zaman hatırlarım: Atatürk devrinde yıldızı parlayan ve ondan sonra parlamaya devam edip 10 yıl evvel en son haddine varan bir devlet adamı,
İstiklal Marşımız, o zaman işgal altında bulunan İstanbulda ilk defa olarak merhum Muallim Ahmet Halit Yaşaroğlu tarafından gizlice bastırılmış
Gazetede okudum, dilimiz, dünyada en çok konuşulan ilk beş dil arasındaymış. Beni önce biraz şaşırttı bu.
“Nazlı Hilâl”in artık kaşlarını çatmadığı, bayrağın ufuklarda şafaklar gibi dalgalandığı, Hakka tapan milletin istiklâl hakkını bütün dünyanın tanıdığı, bir milletin bir vatana döktüğü ve dökeceği kanları helâl ettiği, hür yaşamış bir ırkın hür yaşamak andını tekrarladığı şu günlerde ölmeyecek bir ölüyü, başta gençler olmak üzere, milletçe anıyoruz.
Milli bayramlarda, ihtifal günlerinde İstiklâl Marşı çalınırken şahit olduğumuz feci manzaralar güzümüzün önündedir.
Yalnız şu vak'a, Mehmed Beyin fart-ı zekasına hüccet addolunmağa layıktır.
Zaman zaman hatırlarım: Atatürk devrinde yıldızı parlayan ve ondan sonra parlamaya devam edip 10 yıl evvel en son haddine varan bir devlet adamı,
İstiklal Marşımız, o zaman işgal altında bulunan İstanbulda ilk defa olarak merhum Muallim Ahmet Halit Yaşaroğlu tarafından gizlice bastırılmış