İstiklâl Marşı Derneği Konya Şubesi'nin “CENNET VATAN” adı altında tertip ettiği resim ve kompozisyon müsabakasında dereceye giren öğrencilere ödülleri 22 Haziran Cumartesi günü bir törenle verildi. Ödül ve plaketlerin öğrencilere ve öğretmenlerine takdim edilmesinin ardından İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı Şair İsmet Özel şu konuşmayı yaptı:

“Bu ödül töreni için ben babamın kılıcını getirmek istedim. Ama bavula sığmadığı için getiremedik. Neden böyle bir şey düşündüm? Size gösterecektim ‘Babamın kılıcı’ diye. Benim babam miladi takvime göre 1899 doğumlu. Yani on dokuzuncu yüzyılın son yılında doğmuş. Ama bu tarihte doğmuş olan insanların bir özelliği vardı, erkekseler eğer. 1315’li bunlar. Bazılarınızın veya hepinizin bildiği türkünün konusu olan kişiler bunlar: ‘Hey onbeşli onbeşli / Tokat yolları taşlı / Onbeşliler gidiyor / Kızların gözü yaşlı’ Bu 1315 doğumlular Birinci Cihan Harbi patladığında onbeş yaşındaydılar. Bunlar askerlik çağları gelmeden askere alındılar. Kızların gözü onun için yaşlı, ‘Onbeşliler gidiyor, kim kalacak evlenecek’ diye. Askerlik çağları gelmeyen insanlar askere alındılar. Bu Türkiye için, Türkler için çok önemli bir şeydi. Biz Birinci Cihan Harbi dediğimiz savaşa Türk Milleti olarak Seferberlik dedik. Biz millî varlığımızı muhafaza etmek için o savaşta seferber olduk. Çünkü bu savaşı çıkaran güçler Osmanlı Devleti’ni yok ederek bu arada Türkleri de tarihten kovmayı planlamışlardı. Buna direnen bir güç doğdu bu ülkede. Seferberlik başarılı olmadı. Biz bütün fedakarlıklarımıza rağmen dünyanın gözünde cezalandırılması gereken insanlar olarak görüldük. Ama Türkler hakkında dünyanın verdiği yargıya razı olmadığımızı İstiklâl Harbi vererek gösterdik. Bir şekilde bugünlere geldik. Bugünlere gelmemiz doğru mu, değil mi; yerinde mi, değil mi, bunu birilerinin anlaması lazım. Bugünlere gelmenin ne manaya geldiğini size anlatmak için babamın kılıcını size gösterecektim. Babamın kılıcı hırpalanmış bir kılıçtı, onu gösterecektim size. Ama ben o kılıcı çocukluğumda hatırlıyorum çok süslü bir şeydi. Hatta babamın o kılıcı kullanmak için giydiği kemer, kırmızılı beyazlı… O da vardı, çok şatafatlı bir şeydi. Babam subay değildi, polisti. Başkomiserlikten 1955 yılında emekli oldu. Babamın bir tören kılıcı vardı. Babamın bir tören kılıcı olması demek Türkiye Cumhuriyeti ilan edildikten sonra polislerin de ordunun bir parçası sayıldığını gösteren bir şey. Lafı uzatmamın sebebi şu. 27 Mayıs 1960 sabahı Türkiye’de bir hadise oldu. Türkiye’nin devlet başkanı, hükümeti ve o hükümeti teşkil eden partinin milletvekilleri tevkif edildiler. Onların dışında da birçokları tevkif edildiler. 27 Mayıs sabahında aslında 29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyet’e birileri son vermişti. Bu hadisenin akabinde bu son verenler, Türk Milleti’nin nasıl bir tepki vereceğini bilmedikleri için ve herhangi bir tepki verilmesine karşı bir tedbir almak üzere, insanların bütün silahlarını teslim etmelerini emrettiler. Zavallı babacığım da kılıcını teslim etti devlete. Onu sonradan geri aldığında, o şatafatlı hali tamamen kaybolmuştu, size gösterecektim ‘Bak bu hale getirdiler babamın kılıcını’ diye. Biz bazı insanlarız ki, benim babam İstiklâl Harbi’ne de, Seferberliğe de katılmış bir kişiydi. Fakat İstiklâl Harbi’nin nasıl bir şey olduğunu biz tam olarak hala bilmiyoruz. Biz insan olarak kimleriz, kimlerin çocuklarıyız? Ben babamın oğlu olduğum için burada bu lafları söylüyorum. İstiklâl Madalyası sahibiydi babam. Neden dolayı? Çünkü İstiklâl Harbi’ne katılmış biriydi. Peki, İstiklâl Harbi’ne katılmış herkes İstiklâl Madalyası sahibi miydi? Hayır. İstiklâl Harbi kazanıldığı zaman bu savaşta göze görünür kahramanlıklar göstermiş olanlara devlet İstiklâl Madalyası verdi. Sadece onlara verdi. Ama sonradan Türkiye’ye demokrasi geldikten sonra, yani Demokrat Parti iktidarı sırasında bir kanun çıkardılar. Dediler ki ‘İstiklâl Harbi sırasında askerliğini yapmış herkes İstiklâl Madalyası sahibi olmaya hak kazanmıştır.’ Bu arada benim babam da askerliğini yaptığı için bir İstiklâl Madalyası sahibi oldu. Benim babam kanunen böyle. Savaş sırasında gösterdiği fazladan bir yararlılık yok. Sadece kanun gereği İstiklâl Madalyası sahibi oldu. Ama İstiklâl Madalyasını sadece benim babam almadı. Çıkan kanun sebebiyle asker kaçakları da İstiklâl Madalyası aldılar. Bunlar askerlik şubesine gittiler, orada kendi haklarında ‘firar etti’ kaydının üzerine bir nokta koydurdular ve bunu ‘karar etti’ okuttular. Asker kaçağı ve askerlik şubesinde ‘firar etti’ diye kaydı var. Fakat bunlar o ‘f’ harfinin üzerine bir nokta koydular ‘k’ oldu o; ‘karar etti’ okuttular onu. Bu ülkede bu ülkenin imkanlarından istifade eden insanların çoğunluğu bu ülkeye zarar vermiş olan insanlardır. Bunu bilmemiz lazım. Bu ülkeye zarar vermiş olan insanlar bu ülkenin imkanlarından istifade ediyor ve başımıza bela kesiliyorlar. Bu insanların kimler olduğunu tek tek teşhis etmemiz mümkündür. Bu imkanı kullanmakla mükellefiz, eğer Müslümansak, hakkın yerini bulması için. Kendimizi hakkın yerini bulduğu yere layık saymalıyız.”

Törende ödülleri verilen başarılı öğrenciler ise şunlar oldu:

İLKOKULLAR ARASI RESİM YARIŞMASI SONUÇLARI

ORTAOKULLAR ARASI KOMPOZİSYON YARIŞMASI SONUÇLARI 

LİSELER ARASI KOMPOZİSYON YARIŞMASI SONUÇLARI