Biz Konya'da Kaç Kişiyiz?

Biz Konya'da Kaç Kişiyiz?

Aya Eleni Kilisesi’nin yeniden inşa ve ihya ameliyesini Refah Partili belediye başkanı başlatmadı mı? Kilisenin yeniden inşa ve ihya ameliyesini Adalet ve Kalkınma Partili belediye başkanı ikmal etmedi mi? Bu zât-ı muhteremlerin Mustafa Sarıgül'le aralarındaki farkı bana gösterebilecek misiniz?

Bize mahsus şehir siluetini imha eden bu kuleler 90'lı yıllarda dikilmedi mi? Tüketim köleliğinin tohumlarının atıldığı Necmettin Erbakan parkı içindeki Afra Marketini, bu marketin hemen üzerindeki gökdeleni, Kule Site Alışveriş Merkezi’ni... “Geziciler” mi yaptı?

Refah Partisi'nin başlattığı Kule City (Hatırladığınız üzere ismi daha sonra 'Kule Site' oldu) projesini Adalet ve Kalkınma Partisi tamamlamadı mı?

Kule Site AVM'den alışveriş yaparak marka müşterisi olmanın dayanılmaz hafifliğinden hissedar olmayan  derviş (!) kaldı mı Konya'da?

Bu kulenin üzerine Hollywood filmlerinden görmeye alışık olduğumuz göğe yükselen lazer ışınlarını Deniz Baykal mı dikti, Bedri Baykam mı?

Yerini bulunca cehren, yerini bulamayınca hafiyyen; 'Konya'yı Los Angeles gibi yapacağız!' diyen bir siyasi fikre Konyalılar %80'lerle yol vermeye hazır mı, değil mi?

Yemeği üç parmakla yemenin, pilavı yufka ekmekle yemenin, çatal olmadan da karnını doyurabilmenin, bahçeli kerpiç bir evde, bir Türk sokağında hayat sürmenin estetiğini, ihsanını, bereketini görebilen kaldı mı Konya'da?

Konya'nın mali açıdan terakkisini ziraata değil de,  'inanç turizmi' denen denaete bağlı hale getirmek isteyenlerle beraber haşrolmak kimi korkutuyor?

"Konya'ya 7 tane daha beş yıldızlı otel yapılmalı!" diyenlerle 'Yetmez, ama evet' diyen Geziciler arasında bir zihniyet farkı var mı?

Konyalıları turistlere hizmetkârlık etmenin faziletlerine (!) hangi muttaki hoca (!) ları ikna etti?

Turizmin, turistik alanı giderek turistlerin görmek istediği bir mecra haline getirdiğini, bunun da bizim değil onların dünyasını inşa olduğunu Konya'da bizden başka gören yok mu Allah aşkına?

"Kentsel Dönüşüm" kepazeliğinin bizim sokağımızı, bizim mahallemizi, bizim hacı emmilerimizi, hatce teyzemizi, bizim caminin cemaatini, bizim semtimizi, bizim şehrimizi yok ettiğini fark eden bir biz mi kaldık?

"Bize mahsus ev, bize mahsus sokak, bize mahsus mahalle, bize mahsus şehir, bize mahsus mimari nasıl olmalı?" sorusu 1989'dan beri kesintisiz iktidarda olanları hiç ilgilendirdi mi? Şayet ilgilendiriyor idiyse bu şehrin böğrüne saplanan birer hançer gibi dikili duran bu çok katlı binalardan, bu gökdelenlerden, bu '3.sınıf ecnebi şehri' görüntüsünden kim mes'ul?
Şerrin aniden gelebileceğini kabul eden acûzeler, hayrın ancak tedricen gelişine tahammül edebileceklerini söylüyor. Yaklaşmakta olan ve tedricen üstümüze çullanan şeyin felah değil helak olduğunu bizden başka gören yok mu?

Konya'nın ufkunun yeniden Medine'ye çevrilmesini isteyen kaç Konyalı var?

Şayet kaldıysa neredeler? Hangi metafizik gerilim, derûni yöneliş, efsunlu, mistik, mübarek (!) sohbetin içindeler?

Bu yazıyı okuyunca bir yerlerinde hala acı hissedebilenler... 

Biz; annesinin şalvarından, namaz bezinden, babasının, dedesinin lastikli mestinden utanmayanlar… Yer sofrasında yemek yemekten ve evine ayakkabısız girilmesinden âr etmeyenler… “Rasulullah yaşasaydı Mercedes’e binerdi” dangalaklığına dûçar olmayanlar…

Biz; kendinden, ailesinden, sokağından, şehrinden, memleketinden, millî kimliğinden, dîninden pişmanlığı olmayanlar…

Biz Konya'da kaç kişiyiz?

Mustafa Deveci - İstiklal Marşı Derneği Konya Şubemiz Başkanı