Tostoparlak Yusyuvarlak...

Tostoparlak Yusyuvarlak...

 “Oooo…
Çatlak patlak tostoparlak yusyuvarlak
Kremalı börek sütlü çörek
Çek yavrum çek
Arabanı yoldan çek!
Çek çek amca
Burnun kanca
Al sana bir tabanca
Tabancanın yarısı
Osman Bey’in
Ka-
Rı-
Sı!”

Geçtiğimiz günlerde bir AKP milletvekili twitter üzerinden “Toparlanın Gitmiyoruz!” diye bir beyanda bulundu. Belli ki bu ifadeyle başbakanına destek olmaya çalıştığı havası oluşturmaya çalışıyordu. Sonra da başbakan “İstiklâl Savaşı” verdiklerinden bahsetti. Toparlanmanın, gitmemenin ve istiklâlin manası üzerinde biraz kafa yorunca, kimin neyden bahsettiğini meselesi karman çorman bir mesele olup çıkıyor.

“İstiklâl” kelimesini “Savaş” kelimesiyle yanyana getirme garabeti, ilk defa başbakanın sergilediği bir vaziyet değil. Türkiye’de bir İstiklâl Marşı yazıldı ve bir İstiklâl Harbi verildi. İstiklâl Marşı, Recep Tayyip Erdoğan başbakan olmasın diye yazılmış bir metindi. İstiklâl Harbi de Türkiye’de Müslümanların sözünün geçeceği bir düzenin kurulmasına giden yolu açmıştı. İstiklâl Marşı’nın gösterdiği titizliğin aksi istikamette bir yere gelmiş olduk. İstiklâl Harbi şehitlerinin ikrah ettiği bir vaziyette olduğumuz aşikar. İstiklâl Marşı’nın Türk Milleti ile irtibatını katleden, öldüren, “ölü” bir hale getiren de;  İstiklâl Harbi’nin açtığı yolu kapatarak ve önüne kayalar, setler çekerek işini gören de 90 yıl boyunca Türkiye’de hükümferma olanlardı. Dolayısıyla bugün İstiklâl kelimesini ağzını almak isteyenin, İstiklâl Marşı Derneği’nden başka müsaade isteyebileceği bir yer yok. Bu müsaadeyi talep etmeden densizlik edenin kulağından tutulup önüne götürülebileceği bir merci ise namevcut. Gelelim milletvekilinin “marifet”ine…

Toparlanmak kelimesini Türk Dil Kurumu ne şekilde izah etmiş: 1. Toparlama işine konu olmak veya toparlama işi yapılmak. 2. Para yönünden durumunu düzeltmek. 3. Gelişmek, daha iyi duruma gelmek: Bu üçüncü gidişimde Erzurum'u bir öncekine nispetle daha çok toparlanmış, gelişmiş buldum. A. H. Tanpınar. 4. Sağlığı düzelmek. 5. Etkilenilen herhangi bir şeyden kurtulmaya başlanmak: İlk sarsıntıdan sonra toparlanan halk kendini dışarı atmıştı. 6. Bir işi, bir hareketi yapmaya hazır duruma gelmek: Can havliyle silkinip toparlanarak ve bütün bağlarından sıyrılarak birdenbire ayağa kalkıvermiş. Y. K. Karaosmanoğlu.” Milletvekili sıfatını taşıyan şahsın, buradakilerden hangi manayı kastettiği konusunda çok şey söylenebilir. Mesela milletvekili, meclisteki grup arkadaşlarına veya partililerine “Toparlama işine konu olun, gitmiyoruz” demiş olabileceği gibi, “Para yönünden durumunuzu düzeltin, gitmiyoruz” demiş de olabilir. TDK’nın izahatı boyunca spekülasyonu uzatmak mümkün. AKP iktidarının ne manada “dağıldığı” ve ne manada “toparlandığı”nın bugün için, bu tozun dumana karıştığı hava içerisinde görülüp anlaşılması çok güç. Ama geçmişte kimlerin nasıl dağıldıklarını ve nasıl toparlandıklarını enine boyuna konuşmak mümkün. Yukarıda iktibas edilen Türk Dil Kurumu izahatı, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın cümlesini “gelişmek, daha iyi duruma gelmek” ibareleri için örnek gösteriyor. Türkiye’de sağcılığa malzeme edilebilirliğiyle güç kazanan Tanpınar’ın ufkunu tayin etmek için iyi bir örnek. Sağcılık, “gelişme, güçlenme, kalkınma” kabilinden göz boyamaların ekmeğini yiyerek semirdi. Bir diğer iktibasın sahibi olan Yakup Kadri ise “bütün bağlarından sıyrılarak ayağa kalkma” örneği ile Kemalizm’in gerek sağcılığa, gerekse solculuğa zerk ettiği köksüzlüğün ve tabansızlığın gereğini yapmış.

Milletvekilinin, haddi olmayarak arakladığı (elbette bütün araklamalar haddi aşmadır) sloganın “Gitmiyoruz” kısmını anlamak için ise, sloganın asıl sahibinin yaptığı izahata bakmak gerekecek. Ama o izahatı buraya yamamak mümkün değil. Çünkü “neyin söylendiği değil, kimin söylediği” meselesi burada tayin edici. AKP iktidarı Türkiye’de yaşayan insanların “mobilize” bir yaşama biçimi ve “mobilize” bir karakter biçimi kazanması için on bir yılını canla başla ortaya koydu. Bir vatan toprağına bağlı olmadan da yaşanabileceği iddiasının bir tekebbür ve insanlıktan çıkış alameti olduğunu örtbas ederek bugüne kadar geldi. Geldiği yerde durabilecek mi? Ortaya çıkmasına hizmet ettiği bu “zeminsizlik” AKP’nin de ayağının kaymasını temin etti. Bu gevşek ve kaygan zeminde insanların “dolaşım” hızının, paranın “dolaşım” hızına yetiştiğini anlayacak kadar bile vakti kalmadı. Tamam, işte, şimdi AKP’nin “ustalık dönemi” sloganı belli oluyor. Milletvekilinin “Toparlanın Gitmiyoruz!” ibaresini araklaması aslında kendini bir buz pateni üzerinde bulmanın paniğidir: “Kayıyoruuuuuzzzzzz…”

Dadaşhan Celaleddin Kavas