Medeniyet

Son seneler içinde bir çok kelimelerin mânaları adeta büsbütün değişti. Eskiden bir emniyet, bir sağlamlık ifadesi olan garanti kelimesinin bile ipliği pazara çıktı. Hele şu medeniyet kelimesi artık söylenildiği zaman dudaklarda hafif bir tebessüm uyandıran bir söz haline girdi.

Meselâ bugün “Medeni Avrupa” denildiği zaman insanın hiç olmazsa şöyle hafif tertib güleceği geliyor.

Geçen gün meşhur bir romancıya dişçiden çıkarken rastladım. Gülümsiyerek bana:

- Artık ben medeniyete benzedim!.. dedi.

Sordum:

Medeniyete mi benzedin?

- Öyle ya ağzımda tek dişim kaldı...

Dostum:

“Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar...”

Mısraını hatırlatıyordu.

Hikmet Feridun, Akşam, 8 Kasım 1939, s.3

BİR OKURUMA MEKTUP

Rahmetli şair Mehmet Âkif’i çok sevip çok sayanlardan birisi idim...

Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar dizesindeki “dişi”yi “domuzun dişisi kalmış” ...

Bugün, Mehmet Âkif adının, ölümünün ellinci yıldönümü dolayısıyla...

MARŞ…

Enternasyonal marşının tarihçesini bilmiyordum. Başyazarımız Nadir Nadi anlattı:

Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklâl” mısraında Hak kelimesinin ilk harfi büyük mü, küçük mü ...

Talim ve Terbiye Kurulu azalarından, adının Akif olduğunu, talebem olmadığını, eserlerimi okuduğu için hocası saydığından...

Radyo yola geldi

İstanbul radyosu nihayet yola geldi. Evvelki akşamdan itibaren, İstiklâl marşını çalmağa başladı.

Kutlu Olsun!

Bizim milli renklerimizi gördükten sonra Mehmet Âkif'in şiirindeki şafak teşbihini onlara da maletmek...

Lütfü Şehsuvaroğlu: "Ankara’ya Gelişin Meyvesi veya Ardında Yatan Sır: İstiklâl Marşı"

1920 yılında teşkil olunan Birinci Büyük Millet Meclisi’ne Burdur mebusu olarak katılan Mehmed Âkif bu sürede Taceddin