Haydarpaşa lisesinde, edebiyat kolu tarafından tertiplenen Mehmet Âkif günü, dün yapılmıştır. Kalabalık bir dinleyici kitlesinin ilgiyle takibettiği bu toplantıda İstiklâl marşı, Bülbül, Çanakkale şehitleri gibi ünlü şiirleriyle, edebi parçaları okunmuş, İslâm mütefekkiri ve içtimaî cepheleri yanında milliyetçiliğini ve inkılâpçılığını belirten konuşmalar yapılmıştır. Konuşan öğrenciler İstiklâl marşının değiştirilmesi teklifine hücum ederek Âkifin milliyetçi cephelerini belirtmişlerdir.
19 Şubat 1954, Akşam, s. 3
..."Mehmet Âkif'in "Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar" diye anlattığı duvardan etkilenmemesi zordur"
Sola doğrudan Marksizmden giren Nâzım Hikmet'in de zihnini öncelikle emperyalizm uğraştırır.
Ama ne yazık! Ne de olsa gerçek bir Doğu'lu sayılmam. Düşüncelerim uyumamı önlüyor. Bir yığın insanı, zehirli gaz saldırısından sonra çalıştığım hastaneye getirildikleri günlerden beri, hiç bu kadar şiddetli öksürükler korosu dinlememiştim.
"Bu ezanlar ki şahâdetleri dinin temeli"
Yeni Türkiyenin doğduğu gün
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Sevres paçavrasını tanımadığını, milli misak prensipleri çerçevesi içinde bir barış kurulmadıkça...
"Biz İstiklâl Marşını söylerken duyduğumuz heyecanı, Akiften değil, o günlerin haşmetinden alıyoruz. Güzel olan Akif’in nazmı değil, bizim heyecanımızdır."
Âkif “Milli” olamaz!
MİLLÎ MARŞ
Geçen gün Bulgar misafirlerimizle beraber, Beylerbeyi sarayını ziyaret ettiğime çok memnun oldum.
Hafız Asım Şakir: "İstiklal Marşı’na gelince, dedi, işte onu kaldıramazdı."
Hafız Asım Şakir o günleri anlatıyor:
“Âkif Bey hasta yatıyor, ben her gün yanındayım.


