"Aslına bakarsanız, çok uğraşıp, zora girip didinerek yüksek bir şahsiyeti temsil etme menziline ulaşıldığı söylentisi doğru değildir. Zahmet veren iş kişiliğini sefilleştirmeye varan iştir. Adileşmek, oyunbazlık kılığını elde tutmak için çok çabalamak gerekir. Yalan söylemek, doğruyu konuşmaktan her zaman daha sıkıntılıdır. Hadis-i Şerif ne der: 'Bizi aldatan bizden değildir.’ Sadece bu hususu zihninde açıklığa kavuşturabilirsen kimlerle ne yapacağını bilmiş olur, birinin seni aldattığına kanaat getirdiğinde onun senden olmadığını anlamış olursun."
"Aklımızın bir başka yerimizde değil de, başımızda olması esastır. Etrafınıza bakın; aklı midesindeki insanlar ciddiye alınmak için deli taklidi yapıyor.
"Türkiye'nin varlığı, dünyada İslâmiyet'in hâla bir siyasî organizasyon ve bir askeri güç olarak mevcut olduğunun gösterilişidir.
"Türkiye'de İstiklâl Harbi'nin intikamını almak isteyenler ve İstiklâl Harbi'nin kaymağını yiyenler;
Türk Milleti, Lâle devrinden itibaren yüzünü batıya çevirdi.” İyi, güzel… Bunu kabul edelim. Peki, bu millet yüzünü batıya çevirmeden önce yüzü nereye bakıyordu?
"Bize dostluk gösterecek olan ancak kendine 'dost olarak Allah yeter' şiarını seçendir.
İstiklâl Marşı, ‘eğer Müslüman vasıflarına sadık kalırsa, Türk milleti tarihten silinmeyecek’ diyor.
"Bugün geldiğimiz noktada, İstiklâl Harbi'nin mağlupları, İstiklâl Harbi'nin kazanılmış