Zeki Sarıhan, Mehmet Akif

 “Benim Mehmet Akif hakkında bir araştırma yapmamın güncel bir nedeni de oldu. 1979 yılının 8 Ağustos günü yeni öğretim yılına açılış töreninde Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde İstiklal Marşı söylenirken bir grup öğrenci ayağa kalkmadı. Kalkan arkadaşlarını da ceketlerinden, eteklerinden çekiştirerek oturtmaya çalıştı. Aynı öğrenciler, İstiklal Marşı bitince ayağa kalktılar ve Enternasyonal Marşı'nı söylediler. Konu gazetelere yansıdı ve gazeteler haftalarca bu olayı tartıştı. Parti başkanları demeçler verdi. Köşe yazarları görüşlerini belirttiler. Bunların büyük çoğunluğu İstiklal Marşı'na saygı duyulması gerektiğinde birleşirlerken, ODTÜ'de dağıtılan ve panolara asılan bildirilerde Marş "gerici, ırkçı" ilan edildi. Onun karşısına Enternasyonal Marşı çıkarıldı. İşin ilginç yanı, İstiklal Marşı'na saygısızlık, yalnızca bir grup sol öğrenciden geliyor değildi. O günlerde dinci bir partinin Konya'da düzenlediği bir mitingde büyükçe bir grup, İstiklal Marşı söylenirken "ezan isteriz" diye yere oturdu.” 

Zeki Sarıhan, Mehmet Akif, Kaynak Yayınları, İstanbul-1996 , s. 9 

 

Hemşeri Göziyle

Bir millî marş bestesi için müsabaka tertip edildiğini gazeteler yazdılar. Bu müsabakaya şimdiye kadar hiç bir musikişinas iştirak etmemiş.

İstiklâl Marşı Bestesi Üstüne Düşünceler

Bilindiği gibi İstiklal Marşımızın milli marş olarak Türkiye Büyük Millet Meclisince kabulü 12 Mart 1921 tarihine rastlar.

MEHMED AKİF İHTİFALİ İÇİN

Mehmed Akif de Namık Kemal gibi, ilk manzumelerinden sonra, ruhlarının kemal çağında, manzum bir şey söylemeğe hazır oldukları zaman yalnız vatanı söylemek için ağızlarını açan, sayıları pek az, o kadar az ki yalnız kendilerinden ibaret iki vatan şairimizden biridir.

​​​​​​​İstiklal Marşı’nın Meclis’te görüşülmesi sırasında bazı milletvekilleri Akif’in şiirine muhalefet etti. 

Muhalefet edenlerin başında -bugün Ankara’da Kavaklıdere semtinde adı bir sokağa verilen- Bolu Milletvekili Tunalı Hilmi Bey vardı.
 

Safahat’ı... bugün baştan sona okumaya kalkışsam afakanlar boğar...

Hele Safahat’ı şiirden anlamadığımı göstermek için söylemiyorum– bugün baştan sona okumaya kalkışsam afakanlar boğar sanırım.

MİLLİ MARŞ MESELESİNE DAİR

Dünyada başka hiçbir vasıta tasavvur edilemez ki musiki gibi bir an içinde kulaklardan kalplere inerek ruhlarda bir his ve heyecan dalgası, hatta bir ihtiras fırtınası uyandıracak kudrette bulunsun.

İSTİKLÂL MARŞI ŞAİRİ MEHMED AKİF HAKKINDA -3-

Akif öldükten sonra onun ufülüne ağlıyan gözlerde yine Akifin pürüzsüz samimiyeti okundu. Akifteki mütevazı, gösterişsiz samimiyet, onun programsız kalkan cenazesinde yine aynen fakat bütün haşmetile tecelli etti. Ardında bıraktığı iz; bir damlacık gözyaşından ve nihayet sönüp tükenen bir enin nefesinden ibaret kalmadı. Sütunlarla matem, sayfalarla medhü sena avazeleri yükseldi ve hâlâ yükseliyor.